Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/9402 E. 2019/2841 K. 18.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9402
KARAR NO : 2019/2841
KARAR TARİHİ : 18.03.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen … ili Maltepe ilçesi 2775 ada 584 parselde kayıtlı taşınmazın, davalılardan Hamiyet’e muvazaalı satışı nedeniyle tapu kaydının iptali ile ½ payın davacı adına tescilini, olmadığı takdirde davacının taşınmazın edinimine yaptığı katkının davalı …’ten tahsilini talep etmiş, dava değerini 50.000 TL olarak göstermiştir.
Davalı … vekili, davalının boşanma davasında aleyhine hükmedilen tazminatları ödeyebilmek için ablası olan diğer davalı Hamiyet’ten borç aldığını, davaya konu evi bu borcu ödeyebilmek için sattığını, taşınmazın davalının kazancıyla alındığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescile ilişkin açılan davanın reddine, davalı …’e karşı açılan davanın kısmen kabulüne, davacı lehine 38.400 TL katkı payı alacağının, dava tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış, 28.12.2017 tarihli celsede faiz taleplerinin bulunduğunu beyan etmiş, Mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Davacı vekilinin, usulune uygun harcını ödeyerek dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi de bulunmamaktadır. Buna göre, davacının dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmayıp, son celse faiz talebinde bulunmasının iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu, davalı tarafın da buna muvafakati bulunmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde hükmedilen alacak için faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davalı …’e karşı açılan dava yönünden, kabul edilen 38.400 TL üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davacı dava değerini 50.000 TL olarak gösterdiğinden, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine ve 44,40 TL onama harcının da peşin harçtan mahsubu ile artan 611,50 TL’nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.