Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/9035 E. 2018/18544 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9035
KARAR NO : 2018/18544
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal, Ecrimisil, Tazminat

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, el atmanın önlenmesi, kal, ecrimisil, tazminat davasının elatmanın önlenmesi ve kal yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Davacı vekili, vekil edenine ait 60 ada 21 parsel sayılı taşınmaza davalı şirketçe …… yapılması suretiyle …… edildiğini, aynı zamanda ……tan kaynaklanan bazı zararların meydana geldiğini, vekil edeninin 7 ay boyunca ……ın verdiği zararlardan dolayı evine giremediğini ve evini kiraya veremeyerek zarara uğradığını belirterek, davalının …… yapmak suretiyle haksız olarak vekil edeninin taşınmazına müdahalesinin önlenmesine, müdahale edilen kısımların kal’ine, şimdilik fazlaya dair dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL …… zararı ve kira geliri zararının tespit tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13/01/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 5.811,35 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, iki taşınmazın birbirine bitişik nizam olduğunu, davacının evinin kapısının ve merdivenlerinin bulunduğu duvarın vekil edeninin inşa etmiş olduğu apartmanın duvarı ile bitişik olması gerektiğini, ancak davacının …… ruhsatına aykırı olarak yandan duvar açtığını, buna rağmen müvekkilinin davacının evine girip çıkabilmesi için kendi arsalarından 25 m2 yi yol olarak bıraktıklarını, davacının evini yaklaşık 5 ay önce kiraya verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacıya ait taşınmaza davalı tarafından yapılan …… sebebi ile zarar verildiği gerekçesi ile davacının zarara ilişkin tazminat talebinin kabulüne, 1931,13 TL nin 08/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı parseline ……lü olan iskelenin keşif tarihi itibariyle kaldırılmış olması nedeni ile el atmanın önlenmesi ve yıkıma ilişkin talebin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu talepler yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından iki taşınmaz arasında bulunan alanın …… çalışmaları sebebiyle kapatılmış olması, ve burada yer alan bina girişinin bu sebeple kapanmış olması nedeni ile kullanılamadığı ve kiraya verilemediğine ilişkin talepleri yönünden, davacı tarafın kendi kusuru ile bina girişini bitişik nizama aykırı şekilde yapması sebebiyle oluştuğunu iddia ettiği zararı davalıdan talep etmesinin hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesi ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafından yapılan …… nedeni ile uğranılan zararın tazmini, yine davalıya ait …… nedeni ile davacı parseline yapılan el atmanın önlenmesi, ……lü yerde bulunan yapıların kal’i ve kira kaybı nedeni ile oluşan ecrimisil tazminatı isteklerine ilişkindir.
1) Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Bilindiği üzere; 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı HUMK’un 427/2. maddesi uyarınca 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL den az olan davalara ait yerel mahkeme kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.
Temyiz eden davalı yönünden kabul miktarı (1.931,13 TL) olup bu miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı ……… Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
a-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b- Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların komşu taşınmazlar olduğu, dava konusu 60 ada 21 parsel sayılı taşınmazın bahçeli iki katlı kargir ev niteliğinde satış işlemi ile 10/01/2008 tarihinde davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, dava konusu ……e neden olduğu iddia edilen ……ın üzerinde bulunduğu 60 ada 28 parsel sayılı taşınmazın ise davalı şirket adına 12/12/2012 tarihli satış ve birleştirme işlemi ile tapuda kayıtlı iken aynı tarihte taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, davacıya ait 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2 katlı bina olduğu, davalıya ait olan ve sonrasında kat irtifakı tesis edilen 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise zemin+5 katlı bina olduğu, dosya içerisinde yer alan 29/01/2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre; 21 parsel sayılı taşınmaz ile 28 parsel sayılı taşınmaz arasında kalan kısımda beton zemin olduğu, toplam 11.53 m2 olan beton zeminin 8.86 m2’lik kısmının davacıya ait olan 21 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, yine 30/01/2014 tarihli …… bilirkişi raporuna göre dava konusu davalıya ait ……ın verdiği zararın toplam maliyetinin 1.931,13 TL olduğu, davacıya ait binanın girişinin proje üzerinde ön cephede bulunduğu, ancak bina yapılırken girişin davalıya ait binanın sağ yan cephesine bakan cepheye yapıldığı, 12/12/2014 tarihli …… bilirkişisi ek raporuna göre de, davacıya ait zemin katın kiraya verilememesi nedeniyle 7 aylık ecrimisil tazminatı bedelinin 2.100,00 TL olduğunun tespit edildiği, …… …… Başkanlığı’nın 21/01/2015 tarihli yazısında, 60 ada 28 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın uygulama imar planında bitişik nizamda kaldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacı parseline ……lü olan iskelenin keşif tarihi itibariyle kaldırılmış olması nedeni ile el atma ve kal talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı yoktur. Şöyle ki, davacı dava dilekçesi ile, davalıya ait ……ın gerek iskelesinin, gerekse ……ın duvarlarının taşınmazına …… etmiş olduğunu belirtilerek davalıya ait ……ın taşınmaza yaptığı müdahalenin men’ine karar verilmesini talep etmiş, keza, az yukarıda bahsi geçen fen bilirkişisi raporunda da, 21 parsel sayılı taşınmaz ile 28 parsel sayılı taşınmaz arasında kalan kısımda beton zemin olduğu, toplam 11.53 m2 olan beton zeminin 8.86 m2 lik kısmının davacıya ait olan 21 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. Bu durumda, mahkemece sadece dava konusu ……a ait iskelenin keşif sırasında kaldırılmış olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmayıp, davacının taleplerinin tümü üzerinden değerlendirme yapılması gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılacak iş, dosya içeriğinde yer alan bilirkişi raporları değerlendirilerek, toplanmış deliller çerçevesinde ……a ait iskele dışında kalan yapılarla ilgili el atmanın önlenmesi ve kal konusunda olumlu-olumsuz bir karar vermek olmalıdır.
Tüm bu hususlar değerlendirilmeden eksik araştırma ve inceleme yapılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) (b) sayılı bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (2) (a) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin değerden reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 13/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.