YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8839
KARAR NO : 2021/1400
KARAR TARİHİ : 18.02.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı … Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu 124 ada 274 parsel sayılı taşınmazın vekil edenine ait olduğunu, davalının taşınmazın bir kısmını yol olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini belirterek, 01.01.2011-30.09.2014 tarihleri arasındaki dönem için 3.069,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle, 3.069,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda; dava konusu 122 ada 274 parselin Silahtar Abdullahağa Vakfı adına kayıtlı olduğu, eldeki dosyada davacı tarafından aynı taşınmaz için Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/127 Esas sayılı dava dosyasında ikame edilen 01.09.2005-31.12.2010 dönemlerine ilişkin ecrimisil bedelinin tespiti istemli davada taşınmazın 80 m2 sinin yol olarak kullanıldığı tespit edilerek 2010 yılı aylık TL/AY bedeli olarak belirlenen 20,95 TL kira bedeli üzerinden hesaplanan ecrimisile karar verildiği ve kararın kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da önceki döneme ilişkin dava dosyasının dikkate alınmadan ecrimisil hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Hal böyle olunca, önceki döneme ilişkin açılan Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/127 Esas sayılı dava dosyasında işgal edilen yerin (85 m2) dava konusu yapılan yerle aynı yer olup olmadığının belirlenmesi; aynı yer ise, ilgili dava dosyasındaki kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kesinleşmemiş ise, ilgili dava dosyasının sonucunun HMK’nin 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılarak kesinleşmesinin beklenmesi; kesinleşmiş ise, önceki döneme ilişkin dava dosyasında tespit edilen 2010 dönemi için aylık kira bedeline ÜFE artış oranının uygulanması suretiyle tespit edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.