Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/8510 E. 2018/17992 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8510
KARAR NO : 2018/17992
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı … yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davacı vasisi vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2018 Perşembe günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı … vekili Avukat … geldi. Karşı taraftan davacı vekili Avukat … geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin kısıtlı … vasisi olup, kısıtlının maliki olduğu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmaza dava dışı … isimli kişinin 2 katlı depolu dükkan yapıp daha sonra burayı terk ettiğini,davalıların ise taşınmazı işgal edip altı depo iki katlı bina yaptıklarını belirterek davalıların,dava konusu taşınmaza müdahalelerinin menini ve kalini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; 14.04.1996 tarihinde bedelini ödeyerek … isimli dava dışı kişiden dava konusu yeri satın aldığını,bu kişinin de tapu maliki kısıtlı …’den 1990-1991 yıllarında taşınmazı satın aldığını öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar … ve …’e yönelik davanın, bu kişilerin tapuda hissedar olmaları ve kendi hisselerine düşen yeri kullandıkları gerekçesiyle reddine; davalı … hakkındaki davanın kabulü ile 38 ada, 5 parsel sayılı 3680 m2’lik taşınmazdaki 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide “H harfi ile sarı renkli boyalı olarak gösterilen 77,20 m2’lik kısma davalı tarafından yapılan müdahalenin menine, sözü geçen bina bölümünün davalı tarafça kal’ine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve Kal istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla niteliğinde 3680 m2 yüzölçümündeki 38 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, davacı … ile davalılar … …, … … ve dava dışı hissedarlar adına müştereken kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm, davalı …’un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, her ne kadar hükmün 2.fıkrasında dava konusu taşınmaz olarak “..38 ada 9 parsel…” yazılması gerekirken ‘’… 38 ada 5 parsel’’ yazılmış ise de; bu husus maddi hataya ilişkin olup mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Davalı …’un kal kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. TMK’nin 723. maddesinde “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir. Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık, üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir.
Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.
Somut olayda; dosya içerisindeki soruşturma evraklarına göre, dava konusu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından davacı kısıtlı …’in beyanında ,15 yıl önce adına kayıtlı ikametinin arkasındaki 100 m2 yeri 65 TL karşılığı … isimli birine sattığını,tapu bölünemediğinden tapusunu veremediğini,…’ın da buraya 2 katlı daire yaparak 14 yıl önce akrabası …’a sattığını, halen de taşınmazda …’ın oturduğunu ,bu yeri rızasıyla sattığını beyan etmesi karşısında davalı … TMK’nin 723.maddesine göre iyiniyetlidir. TMK’nin 723/1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre davalı … lehine, uzman bilirkişiler vasıtasıyla hesaplanacak uygun tazminat bedelin ödenmesi karşılığı kal kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) bentte açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı …’a verilmesine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, davacıya yönünden 35,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.