Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/8256 E. 2019/6620 K. 27.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8256
KARAR NO : 2019/6620
KARAR TARİHİ : 27.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen davada; Mahkemece, tapuda hisselerin bölünmüş olmadığı görülmekle müdahalenin men’i davasının reddine; davacının geriye yönelik ecrimisil talebinin davalıya bugüne kadar davacının kullanımına engel olduğuna ilişkin bir delil bulunmaması, kısacası kullanımdan men şartının oluşmaması nedeniyle reddine, izleyen yıl ecrimisil talebinin taşınmazın elma bahçesi olması, henüz fidan durumunda olması, herhangi bir gelir getirmemesi sebebiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Dairece dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin 1548 parsel sayılı taşınmazın 1/3 oranında paydaşı olduğunu, davalının da taşınmazda 1/3 hissesinin olduğunu, davalının müvekkilinin payına elatttığını, fiilen kullandığını, taşınmazın elma bahçesi olduğunu, davalının davacının hissesine isabet eden elmaları hasat ettiğini ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru son 5 yıl için, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle davalıdan tahsiline, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazda 2006 yılında elma ağacı diktiğini, taşınmazın 1/3 hissenin babası adına kayıtlı olduğunu, bu alana da elma ağacı diktiğini, 1984 yılında kadastro çalışması yapıldığını, taşınmazın Şerife Toplama, Ömer Gökçe ve Elif Kızıltepe adına tespit yapıldığını, halasının hissesini davacının satın aldığından haberinin olmadığını, taşınmazın kendisine ait olduğu düşüncesi ile ağaçları diktiğini, ağaçların henüz fidan olduğunu, meyve vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapuda hisselerin bölünmüş olmadığı görülmekle müdahalenin men’i davasının reddine; davacının geriye yönelik ecrimisil talebinin davalıya bugüne kadar davacının kullanımına engel olduğuna ilişkin bir delil bulunmaması, kısacası kullanımdan men şartının oluşmaması nedeniyle reddine, izleyen yıl ecrimisil talebinin taşınmazın elma bahçesi olması, henüz fidan durumunda olması, herhangi bir gelir getirmemesi sebebiyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .

Dosya içeriği ve toplanan delilerden, dava konusu 1548 parsel sayılı, 23.875 metrekare yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazda davacının ve davalının 1/3 er oranda paydaş olduğu, fen bilirkişisi Abdulvahap Bakırcı’nın 20/10/2015 havale tarihli raporunda, ziraat bilirkişisince belirtilen 7-8 yaş aralığındaki ağaçların A harfi ile gösterilen 11.011 metrekarelik kısımda, 3-4 yaş aralığında bulunan ağaçların B harfi ile gösterilen 7.577 metrekarelik kısımda, 1-2 yaşlarındaki ağaçların ise 5.287 metrekarelik kısımda yer aldığı; ziraat bilirkişisi Rauf Şirikçi tarafından düzenlenen raporda taşınmazın kapama elma bahçesi olduğu ve dava konusu taşınmazın üzerindeki ağaçlarla birlikte toplam değerinin 94.179,33 TL olduğu sabittir .
Hemen belirtilmelidir ki , dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.
Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E., 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; her ne kadar taşınmaz tarla nitelikli olsa da ziraat bilirkişisi raporuna göre fiilen kapama elma bahçesidir, bu bahisle yukarıda ifade edilen intifadan men hususundaki istisnalar kapsamında bulunmakta olup dosya kapsamına göre de davacının kullandığı veya kullanabileceği bir alan bulunmadığından elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir .

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.