Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/8153 E. 2019/4195 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8153
KARAR NO : 2019/4195
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı …, maliki olduğu 5859 parsel sayılı taşınmazı, davalının elektrik trafosu ve bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmasının önlenmesine ve yapıların yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tedaş Genel Müdürlüğü, trafo hizmet binasının yerinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapının can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, 5859 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davacı belediyenin 01.10.1983 tarihinde 5 adet trafo ve bir adet kesici ölçü kabinin de bulunduğu elektrik tesislerini Türkiye Elektrik Kurumu’na devrettiği daha sonra da TEK tarafından davalı şirkete devrinin yapıldığı, 21.01.2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre 62m²’den ibaret trafo binasının 51m²’lik kısmının davaya konu taşınmazda kaldığı sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi uyarınca şey üzerinde mülkiyet hakkı sahibi, hukuk düzeninin sınırları içerisinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerine sahip olup, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açılabilir.
Somut olaya gelince; davacının maliki olduğu çekişme konusu taşınmazda davalının kayıttan veya mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davalının elatmasının önlenmesine, yıkım talebi ile ilgili olarak da koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.