Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/7942 E. 2019/11295 K. 12.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7942
KARAR NO : 2019/11295
KARAR TARİHİ : 12.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin sahibi bulunduğu 5693 parsel sayılı taşınmazına davalının taşınmazı olan 5692 parsel sayılı taşınmazın müdahale ettiğini, bu müdahalenin meni ile davalının taşınmazında meydana gelen kaya boşalmaları ve göçükler sebebiyle oluşan enkazın çıkarılmasına ve mülkiyeti müvekkile ait olan yıkılan duvarın eski hale getirilmesine, enkazın çıkarılması ve eski hale getirme mümkün olmadığı takdirde 5.000 TL maddi zararın davalıdan tahsiline, davalıya ait parsel üzerinde bulunan binanın tehlikesiz duruma getirilmesine, mümkün olmadığı takdirde binanın kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacının arasındaki istinat duvarının davacı tarafından gerekli önlemlerin alınmaması yüzünden yıkıldığını,dava konusu taşınmazların 3. derece sit alanı içinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacıya ait 5693 parsel ile davalıya ait 5692 parselden fen bilirkişinin ekli krokide kırmızı kalem ile boyalı olan 11.47 m2’lik davalının yapmış olduğu tecavüzün eski hale getirilmesine, inşaat ve jeoloji bilirkişilerin 14.09.2015 tarihinde vermiş oldukları rapor doğrultusunda bu iki taşınmaz arasında yapılacak olan istinat duvarının iki parsel sahibini de ilgilendirdiğinden 5692 parselin seviyesine kadar (bahçe kotu)yapılacak duvarın imalat bedelleri davalı ve davacı tarafından ortak olarak karşılanmasına, 5692 parselin bahçe kotunun üstünde bir imalat yapılması halinde ise bahçe kotunun üzerindeki imalatın bedelinin 5692 nolu parsel sahibi davalı tarafından karşılanmasına hükmedilmesine, davacının diğer taleplerinin reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm,davacı vekili ve davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin elatmanın önlenmesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5693 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde diğer taleplerle beraber öncelikli olarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 15.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda; ekli krokide kırmızı kalem ile boyalı 11,47 m2 alana davalının müdahalesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere, bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma,yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Bu hak kullanılırken dışardan gelecek her türlü müdahale ve haksızlığı malikin dava yoluyla def edebileceği de mülkiyet hakkının bir gereğidir. Bu durumda Mahkemece dava konusu taşınmaza vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, bundan zuhul ile sadece eski hale getirilmesine karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısmının HUMK’un 438/7 (HMK 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin tüm , davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendinde yer alan “11,47 m2 lik davalının” ibaresinden sonra gelmek üzere “elatmasının önlenmesine” ibaresinin eklenmesine Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile HMK’nin 304. maddesi 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29,20 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 15,20 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 12.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.