YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7560
KARAR NO : 2020/7821
KARAR TARİHİ : 02.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Müdahalenin Men’i Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu … İli, … İlçesi 164 ada 95 parsel sayılı taşınmazın davalı ve akrabalarından 12.12.2012 tarihinde müvekkili Banka tarafından satın alındığını, ancak taşınmazın üzerinde bulunan yapılardan birindeki dairenin davalı tarafından boşaltılmadığını, taşınmaza haksız elatıldığını, Banka tarafından kendisine gönderilen ihtarnameye rağmen taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle davalının dava konusu taşınmaza haksız elatmasının önlenmesi ile satın alma tarihinden dava tarihine kadar fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 11.073,00 TL ecrimisilin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın davacı Bankaya satıldığını, davacı Banka tarafından 15/03/2013 tarihli ve 1168 yevmiye numaralı ihtarnameye istinaden 19.03.2013 tarihinde dava konusu taşınmazı boşalttığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; keşif sırasında dinlenen tanık beyanları ve bilirkişi raporları doğrultusunda davacıya ait dava konusu taşınmazın dava tarihinde davalı tarafından kullanıldığı hususunun sübut bulmadığı, tanık beyanlarına göre de dava konusu taşınmazın davalı tarafından yaklaşık bir buçuk yıl önce tahliye edildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin men’i müdahalenin reddine ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2.Davacı vekilinin ecrimisilin reddine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Ecrimisil talebine yönelik kullanım durumunu ispat külfeti davacıdadır, 05.05.2016 tarihli keşifte davacı tanığı dinlenmiş, tanık; davalının, 164 ada 95 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binadaki tamamlanmış dairede kaldığını, tam olarak hatırlayamadığı bir zamanda yaklaşık 1-1,5 yıl önce taşınmazdan ayrıldığını belirtmiştir. Davalı ise savunmasında ihtarın kendisine tebliğ edildiği tarih olan 19.03.2013’te taşınmazı boşalttığını savunmuştur. Hal böyle olunca; 19.03.2013 tarihinden sonra davalının kullanımına ilişkin ispat külfetinin davacıda olduğu ancak dinlenilen tanığın beyanının net bir kanaat vermediği anlaşılmakla, davacının satın aldığı tarihten davalının taşınmazı boşalttığını söylediği tarihe kadar (12.12.2012-19.03.2013) ecrimisil hesap edilip karar verilmesi gerekirken tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin el atmanın önlenmesi yönünden temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, davacı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.