Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/7483 E. 2020/8286 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7483
KARAR NO : 2020/8286
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili; tarafların dava konusu taşınmazda müşterek malik olduklarını, taşınmazın kullanımının davalı taraflarca dava dışı şirkete bırakıldığını bildirerek ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; dava dışı şirket ile 1999 yılında kira sözleşmesi imzalandığını, davacının da bu durumdan haberdar olup aynı zamanda dava dışı bu şirketin ortaklarından olduğunu, ecrimisil isteminin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekilllerince temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK’nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Açıklanan bu ilke ışığında davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın keşif tarihi itibari ile kira bedelinin 80.000 TL hesaplandığı; davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 10.000 TL ecrimisil talep ettiği; Mahkemece taleple bağlı kalınarak 10.000 TL ecrimisile hükmedildiği; bilirkişi tarafından keşif tarihindeki kira bedeli hesaplanmış olsa da, davacı tarafından 01.01.2008 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar ecrimisil talep edildiği, bu hali ile bilirkişi raporunun talebi karşılamadığı ve az yukarıdaki açıklanan ilkeler kapsamında denetime elverişli olmadığı belirlenmiş; belirlenen bu sonuca göre yeniden denetime elverişli rapor alınması için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. Maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 160,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 523,10 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.