Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/7198 E. 2020/7928 K. 07.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7198
KARAR NO : 2020/7928
KARAR TARİHİ : 07.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların ortak murisi adına kayıtlı 686 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı ev yaparak işgal ettiğinden, elatmanın önlenmesine ve evin yıkımına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerine ev yapılırken diğer hissedarların izninin alındığını, davacının da haberinin olup itiraz etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu 686 parsel sayılı taşınmaz, tarafların ortak murisi adına kayıtlı olup, dosyada bulunan veraset ilamına göre davacı ve davalı dışında mirasçılar da mevcuttur.
Bilindiği üzere; davada yıkım isteğinin de bulunması halinde, yıkımı istenen yapı, TMK’nin 684 ve 718. maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ve taşınmazın mülkiyetine tabi olacağından, ayrıca; yıkım istekli davalarda, yargılama sonucu verilecek karar, davada taraf olmayan paydaşları da etkileyeceğinden, anılan taşınmazlardaki tüm kayıt maliklerinin davada taraf olmalarında zorunluluk vardır.
Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler ve açıklamalar doğrultusunda dava konusu taşınmazda malik olan diğer paydaşlar yönünden de taraf teşkili sağlanarak, yapılacak yargılamada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.