Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/7150 E. 2020/7997 K. 08.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7150
KARAR NO : 2020/7997
KARAR TARİHİ : 08.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, vekil edeni ile davalının paydaş olduğu dava konusu 14478 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından haksız şekilde kullanıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 84.324,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 14.459,45 TL ecrimisil bedelinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tapuda “bodrumda bir zeminde yedi dükkan olan yedi katlı kırk iki daireli kargir apartman” vasfında bulunan 14478 parsel sayılı taşınmazın davacı, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı şekilde kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan binanın yıkıldığı ve dava tarihi itibariyle arsa niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kira esasına göre ecrimisil belirlenmesinde, taraflara emsal kira sözleşmelerini sunmaları için süre verilip, mahkemece emsaller celbedilip, keşif mahallinde bilirkişilerce re’sen emsal araştırılıp rayiç belirlenerek somut veriler böylece toplandıktan sonra ecrimisil istenen ilk dönem kira miktarı belirlenip bu bedele ÜFE’nin tamamı yansıtılmak suretiyle sonraki yıllar ecrimisil bedeli ve bunun sonucunda da toplam ecrimisil bedeli belirlenir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın emsal kira sözleşmeleri üzerinden ilk dönem için ecrimisil miktarı belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi gerekirken; taşınmazın son dönem kira bedeli belirlenip geriye doğru gidilerek ecrimisil miktarının hesaplanması doğru değildir. Ayrıca, mahkemece taraflara emsal kira sözleşmeleri sunmaları için süre verilmediği gibi resen de araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda, Mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilerek (resen emsal araştırması yapmak ve taraflardan da emsal göstermeleri istenmek suretiyle) araştırma ve inceleme yapılması, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde boş arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK”un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.