Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/7129 E. 2020/7255 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7129
KARAR NO : 2020/7255
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, 157 ada 14 parseldeki taşınmazın, 16.06.2014 tarihinde davalı şirketten satın alındığını, bu taşınmazın 4 bölüme ayrılmış kısımdan 1/4 bölümünün davalı şirket tarafından haksız olarak kullanıldığını belirterek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalı, taraflar arasında sözlü bir kira sözleşmesinin olduğunu, davacının kira sözleşmesine ilişkin faturalar düzenleyip kendisine tebliğ ettiğini, faturaların ticari defterlere kaydedildiğini, davacının ecrimisil isteminde bulunamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, hesaplanan 14.220,07 TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, 16.06.2014 tarihinde davalıdan satın alıp kayden maliki olduğu taşınmazın bir bölümüne, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve davalının kullandığı döneme ilişkin olarak aylık kira bedeli açıklamalı faturalar düzenleyip davalıya tebliğ etmiş , davalı ise aralarında sözlü kira sözleşmesinin olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Bilindiği üzere, kira sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekil koşuluna bağlı tutulmamış, sözlü olarak da yapılabileceği kanun koyucu tarafından kabul edilmiştir. Somut olayımızda davacının sunduğu ve davalının da defterlerine kaydederek kabul ettiği faturalardan tarafların 2014 yılı için aylık 2000 TL kira bedelinde mutabakat sağladıkları ve taraflar arasında sözlü bir kira sözleşmesinin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası değil, 6570 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kiralananın tahliyesi ve alacak davası açması gerekmektedir.
O halde; davalının kiracı olması dolayısıyla kullanımı haksız olmadığından davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.