Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/6980 E. 2020/7578 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6980
KARAR NO : 2020/7578
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar vekili; asıl davada, dava konusu taşınmazın 1989 yılından beri hissedar olmayan davalı tarafından herhangi bir hakka dayanmadan işgal edildiğini, tüm şifahi uyarılara rağmen işgale son vermediğini bildirerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile; birleşen davada ise aynı yerin kal’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu yeri dava dışı hissedar …’dan kiraladığını, …’ın bu yeri kendisine devredeceğini söylediğini ancak devri gerçekleştirmediğini, ecrimisilin zamanaşımına uğradığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; birleşen dava kal istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; elatmanın önlenmesi istekli davalar, doğrudan bu eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabilir, davalı sıfatı yükleneceklerin kayıt maliki olmaları aranmaz.
Bununla birlikte, davada yıkım isteğinin de bulunması halinde, yıkımı istenen yapı, TMK’nin 684 ve 718.maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ve taşınmazın mülkiyetine tabi olacağından, ayrıca; yıkım istekli davalarda, yargılama sonucu verilecek karar davada taraf olmayan paydaşları da etkileyeceğinden, anılan taşınmazlardaki tüm kayıt maliklerinin davada taraf olmalarında zorunluluk vardır.
Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler ve açıklamalar doğrultusunda dava konusu inşaatın bulunduğu taşınmazın kayıt maliki olan diğer paydaşlar yönünden de taraf teşkili sağlanarak ve davalının eldeki davadan önce açmış olduğu tapu iptali ve tescil istemli davanın kesinleşmesi de beklendikten sonra yapılacak yargılamada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; hüküm kısmında, hükmedilen ecrimisil miktarlarına her dönem sonunda işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline denilmiş ise de; faiz başlangıç dönemlerinin ayrıca belirlenmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.