Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/690 E. 2020/1063 K. 06.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/690
KARAR NO : 2020/1063
KARAR TARİHİ : 06.02.2020

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet-İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili; borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle müvekkilinin maliki olduğu taşınmazda bulunan fabrika binasında haciz yapıldığını, borçlunun bir dönem müvekkilinin kiracısı olmakla birlikte kira sözleşmesinin süresi dolmadan haciz mahallinden ayrıldığını, haciz mahallinin içindeki makina ve teçhizatla birlikte dava dışı … ipotek edildiğini, ayrıca mahcuzların teferruat niteliğinde olup taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğini belirterek, istihkak iddiasında bulunmuş, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile muvazaalı işlem yaptıklarını, haczedilen mahaldeki malların borçlu şirkete ait olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dava dışı Banka lehine üçüncü kişi ile yapılan ipotek akdi, borçlu ile üçüncü kişi arasında düzenlenen kira sözleşmesi uyarınca haczi yapılan menkullerin ipotekli taşınmazın mütemmim cüzü olduğu ve ipotekli anataşınmazdan ayrı olarak haczi ve satışının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın başvurusu makine-teçhizatın kendilerine ait olduğu ve ipotek sözleşmesi kapsamında kaldığı bu nedenle taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği iddiası olup, başvuru bu haliyle İİK’nin 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti ile birlikte İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Ancak İİK’nin 83/c maddesinde; “Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu’nun 862. maddesi hükmü saklıdır” düzenlemesine yer verilmiştir.

TMK’nin 862. maddesine göre rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkuller taşınmazdan ayrı olarak haczedilip satılamaz.
Mahkemece yapılması gereken; bu açıklamalar kapsamında davacının başvurusu öncelikle İİK’nin 83/c maddesi koşullarında değerlendirilerek, makine ve techizatın bütünleyici parça veya eklenti olup olmadığının makine bilirkişisi tarafından düzenlenecek raporla tespit edilerek bütünleyici parça veya eklenti kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde, talep İİK’nin 96. maddesi uyarınca istihkak iddiası olarak değerlendirilmelidir.
İstihkak davaları İİK’nin 97. maddesi gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir. Hal böyle olunca, mahcuzlara İcra Müdürlüğü aracılığıyla kıymet takdiri yaptırılıp alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü anılan Kanun’un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra, üçüncü kişi ile borçlu arasında düzenlenen haciz mahalline ilişkin 02.10.2013 tarihli kira sözleşmesinin mahcuzları kapsayıp kapsamadığı da tespit edilmek suretiyle yargılamaya devam olunması gerekir.
Mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı alacaklı vekilinin temyiz itrazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.