Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/6674 E. 2020/6653 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6674
KARAR NO : 2020/6653
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davalı tarafından kamulaştırmasız elatılan 284 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/360 Esas, 2015/473 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece mahallinde yapılan keşifte elatmanın tespit edildiğini, yargılama devam ederken belediyenin elatmaya son verdiğini, anılan mahkemenin 02.07.2015 tarihli kararıyla elatmanın vuku bulduğunun belirtildiğini, el atma sona erdiğinden davanın reddine karar verildiğini, belediyenin elattığı döneme ilişkin ecrimisil isteme haklarının bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla son 5 yıla ilişkin 20.000,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 18.04.2016 tarihinde bilirkişi raporuna göre davasını 24.612,00 TL üzerinden ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren 5 yıl için hesaplanan 24.612.00 TL ecrimisilin 20.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 18.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından davacının 09.11.2012 tarihinde Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/360 Esas-2015/473 Karar sayılı dosyası ile davalıya karşı kamulaştırmasız elatma davası açtığı ve alınan bilirkişi raporuna göre davalının dava konusu yerde ağaç dikmek ve çocuk parkı yapmak suretiyle müdahalesinin olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacının bu dosyaya sunduğu 28.10.2014 tarihli dilekçe ile davalının el atmasının bu tarihte son bulduğu bu nedenle talebini ecrimisil olarak değiştirdiğini beyan etmiştir. Mahkemece elatmanın 28.10.2014 tarihinde sona ermesi nedeniyle kamulaştırmasız elatma davası konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden ise başlangıçta davacının böyle bir talebinin olmadığı bu nedenle bu talep için de karar verilemeyeceğine dair hüküm tesis edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/360 Esas, 2015/473 Karar sayılı dosyası delil olarak gösterilmek suretiyle dava tarihinden itibaren geriye dönük olarak 5 yıllık ecrimisil talebinde bulunulmuş ve mahkemece dava tarihinden itibaren 5 yıllık süre için ecrimisile hükmedilmiştir. Ne var ki yukarıda da anlatıldığı üzere davalının müdahalesi 28.10.2014 tarihinde sona erdiğinden mahkemece bu tarihten itibaren ecrimisile hükmetmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle dava tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk dönem olan 28.10.2014 için hesap yapılıp 16.12.2010 tarihine kadar ÜFE artış oranının uygulanması gerekirken son dönemden başlanarak geriye doğru ecrimisilin hesaplandığı, mahkemece bilirkişi incelemesi sonucu yapılan bu hesaplamalara göre davalı aleyhine ecrimisile hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması da isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.