Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/6572 E. 2020/6646 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6572
KARAR NO : 2020/6646
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davaya konu 402 parselde kayıtlı taşınmazın davalı tarafından haksız kullanımı sebebiyle 8.800 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının müdahalesinin önlenmesine, 6.168 TL ecrimisilin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2014/11569 E., 2015/13868 K. sayılı ilamıyla, davacı adına kayıtlı 402 parsel sayılı taşınmazdaki evde, davalının haklı ve bir geçerli nedene dayanmaksızın oturduğu saptanmak ve kayda üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik olamdığından, davalının bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine,tarafların çekişme konusu evde uzun yıllardan beri birlikte yaşadıkları bilahare ayrıldıkları tartışmasız olduğu, davalının çekişme konusu yerde Mart 2011 yılına kadar davacıyla birlikte oturduklarını savunduğu, mahkemece bu savunma üzerinde durulmadığı gibi dava açıldıktan sonraki dönemi de kapsar şekilde belirlenen ecrimisile hükmedildiği, mahkemece davalının savunması üzerinde durulması, davalının savunmasını kanıtlaması halinde ihtarname tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemi kapsar şekilde ecrimisile hükmedilmesi aksi halde davacının kayden edindiği tarihle dava tarihi arasındaki dönemi için belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, elatmanın önlenmesine yönelik karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 2.302,03 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalının harca yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece bozma öncesi verilen kararda dosyaya ibraz olunan inşaat bilirkişisi ve mülk bilirkişisi raporları dikkate alınarak hesaplanan dava değeri üzerinden belirlenen, alınması gerekli 5.100,00 TL karar ve ilam harcından peşin harç olarak alınan 150,30 TL harcın düşülmesinden sonra bakiye kalan 4.949,70 TL karar ve ilam harcından, davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.000,00 TL’sinin davalıdan, 949,70 TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına karar verilmiş, bozma sonrası son kararda da, alınması gereken karar ve ilam harcına ilişkin bozma ilamı içeriğine göre, harçlar yönünden 2013/316 Esas, 2014/94 Karar sayılı ilamı kesinleşmediğinden yeniden hesaplama yapılmış ve alınması gereken 4,837,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 150,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.686,85 TL karar ve ilam harcının davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 4.311,90 TL’nin davalıdan, 374,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, davalı tarafından temyiz ekinde ödemiş olduğu yargı harcına ilişkin makbuzlara göre, davalının bozma sonrası ilk kararda tahsiline karar verilen 4.000 TL harcı ödemiş olduğu anlaşılmıştır. Buna göre Mahkemece, önceki ilam nedeniyle tahsil edilen harcın mahsubundan sonra davalı aleyhine harca hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün, temyiz edenin sıfatı da gözetilerek düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile temyiz edenin sıfatı da gözetilerek, hükmün 3 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, “3-Alınması gereken 4.837,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 150,30 TL ile bozma öncesi 04.03.2014 tarihli karar sonrası davalı tarafça ödenen 4.000 TL harcın mahsubu ile bakiye 686,85 TL karar ve ilam harcının davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak 311,90 TL harcın davalıdan, 374,95 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,’’ cümlesinin eklenmesine, Yerel Mahkeme hükmünün 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.