Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/4682 E. 2018/12400 K. 09.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4682
KARAR NO : 2018/12400
KARAR TARİHİ : 09.05.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, davalı şirketin, vekil edenine ait, 817 sokak 27 numarada bulunan taşınmazı, hiçbir hakka dayanmadan işgal ettiğini, davalı tarafından sözlü kira sözleşmesine istinaden taşınmazı kullandığı iddia edilmesine rağmen bu iddianın doğru olmadığını açıklayarak, davalının müdahalesinin men’ine ve ecrimisil alacağına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, taşınmazda kira sözleşmesine istinaden bulunduğunu ve yasal kiracı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; “Davada, kira ilişkisi iddiasının incelenmesi gerektiği, bu nedenle, inceleme görevinin …… Hukuk Mahkemesine ait olacağı” gerekçesi ile “Dava dilekçesinin görev yönünden reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın …… Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde elatmanın önlenmesi ve ecrimisil yönlerinden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.