Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/4496 E. 2020/4050 K. 25.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4496
KARAR NO : 2020/4050
KARAR TARİHİ : 25.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı …, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.05.2006 tarihli ve 1995/450 Esas, 1996/250 Karar sayılı kararı ile 115 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 86/360 hisseli paydaşların gaip olmasından dolayı kayyım olarak atandıklarını, taşınmazın bir kısmının davalı tarafından iş yeri olarak işgal edildiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı bir dönem kullandığını, karşılığında ecrimisil borcunu yapılandırarak taksitler halinde ödemeye devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli iki dükkanı olan apartman nitelikli 115 ada 7 parsel sayılı taşınmazda Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.05.2006 tarihli ve 1995/450 Esas, 1996/250 Karar sayılı kararı ile 159/360 payda Kazım Arın adına, 6/360 payda Mahmut oğlu Osman adına, 3/360 payda verasette iştirak halinde muhtelif paydaşlar adına ve 78/360 payda Feyzullah adına olan paylar için İstanbul defterdarının kayyım olarak atandığı, davacının 04.02.2014 tarihli dava dilekçesi ile taşınmazın 80m²’lik kısmının davalı tarafından işgal edildiğini ileri sürdüğü, davalının ise savunmasında kullanımdan kaynaklanan borcunu yapılandırarak ödediğini belirterek, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen dava konusu taşınmaza ilişkin 21.02.2011 tarihli ve 16.03.2007 – 20.10.2010 dönemlerini kapsayan ecrimisil alacağına ilişkin belge ile yapılandırma tablosu ve tahsilat makbuzları sunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; davalı savunması üzerinde durulmamış, vergi dairesinden yapılandırma ve alacak ile ilgili bilgi ve belgeler getirtilerek değerlendirilmemiştir.
Hal böyle olunca; davalı savunması üzerinde durularak, vergi dairesinden ilgili belgelerin getirtilmesi, borcun, dava konusu taşınmazın kullanımdan kaynaklanan ecrimisil alacağına ilişkin olduğu saptandıktan sonra ödeme makbuzlarının istenmesi, ödeme planı ve makbuzlar denetlendikten sonra ecrimisil istenilen dönem ve yapılandırılan ecrimisil alacağına ilişkin dönem ile ecrimisilin diğer bir deyişle işgal tazminatının hak sahibinin taşınmazı kullanan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olduğu da gözönüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.