Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/4149 E. 2019/5254 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4149
KARAR NO : 2019/5254
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı vekili; vekil edeni idarenin, 3193 ada 3 parselde kayıtlı 95 m2 miktarındaki taşınmazın maliki olduğunu, davalıların hiç bir akdi ve kanuni sebep göstermeksizin taşınmazı ikametgah olarak kullanmak suretiyle tecavüz ettiğini açıklayarak, 01/08/2007 – 31/07/2012 tarihleri arası için 43.317 TL işgal tazminatının işgalin başlangıcından itibaren kademeli kanuni faizi ile hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın 19/09/2012 tarihinde açıldığından, ecrimisil taleplerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, 19/09/2007 tarihinden önceki taleplerin zamanaşımına uğradığından, istenilen ecrimisil bedelinin fahiş miktarda ve talebin hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacı tarafın talebinin 01.08.2007-31.07.2012 arası döneme ilişkin olduğu görülmüş, ancak dosya içerisindeki 14.01.2015 havale tarihli bilirkişi ek raporunda dava tarihi olan 19.09.2012 tarihine kadar hesaplama yapıldığı ve mahkemece de bu tarihe kadar olan hesaplama kabul edilerek hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
Bilindiği üzere; taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” şeklindedir. Somut olayda Mahkemece 31.07.2012 tarihine kadar değil de, dava tarihi olan 19.09.2012 tarihine kadar hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi, az yukarıda açıklanan ilke kapsamında talepten fazlaya karar vermesi doğru görülmemiştir.
3.Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK’nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Açıklanan bu ilke ışığında somut olaya gelince; 14.01.2015 havale tarihli bilirkişi ek raporunda, arsa esasına göre yapılan hesaplamada dava tarihindeki kira bedeli 905 TL olarak belirlenmiş, bu bedele geriye doğru ÜFE uygulanmış ise de; olması gerekenin, ecrimisil istenen ilk dönemdeki kira bedelinin belirlenip, ileriye doğru ÜFE uygulanması olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunun Dairemiz ilkelerine uygun olmadığı anlaşıldığından, hüküm bu yönü ile de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) ve (3) nolu bendde sayılan sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.