Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/4141 E. 2019/5286 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4141
KARAR NO : 2019/5286
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın tarafların ortak murisi … adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde 6 mesken daire ve 2 dükkan bulunduğunu, davalıların bağımsız bölümleri kullandıklarını ve kiraya verdiklerini, davalılara … 19. Noterliği aracılığı ile gönderilen 14/01/2013 tarihli ihtarname üzerine müvekkillerine cüzi miktarda PTT havalesi gönderildiğini ancak gönderilen miktarın miras hisselerini karşılamadığını belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için ayrı ayrı 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.06.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 14.097,14 TL olarak güncellemiştir.
Davalılar vekili, davacıların payına düşen kira gelirinin düzenli olarak PTT havalesi yoluyla gönderildiğini, taşınmazdaki binanın son katının İsmail ve Selman’ın gönderdiği para ile yaptırıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı … için 7.048,57 TL, davacı … için 7.048,57 TL ecrimisil bedelinin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı kararı).
Dosyanın incelenmesinde, tarafların murisi … adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz üzerindeki binada 6 daire ve 2 dükkan bulunduğu, davalı tanıklarının beyanlarından davalıların her birinin ayrı ayrı bağımsız bölümleri kullandıklarının anlaşılmasına karşın mahkemece hangi bağımsız bölümün hangi davalı tarafından bizzat kullanılmakta, hangi bağımsız bölümün ise kiraya verilmiş olup kirasının hangi davalı tarafından tahsil edilmekte olduğunun tek tek net bir şekilde belirlenmiş olmadığı, davacılardan …’in göndermiş olduğu … 19. Noterliğinin 14.01.2013 tarihli ihtarnamesi davalılar Hanife Filiz ve …’den 4 daire ve 1 dükkandan elde edilen gelirden kendi payına düşen bölümün kendisine ödenmesini istemiş olduğu, diğer davacı … ve diğer davalılar …, …, …, … yönünden herhangi bir intifadan men olgusunun bulunmadığı, ancak mahkemece davalı taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin her birinin niteliğine göre intifadan men koşulunun aranması gereken yerlerden olup olmadığının belirlenerek bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Davalıların bizzat kullandıkları bağımsız bölümler için intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gereklidir. Bu bölümler yönünden ihtar göndermemiş olan davacı … lehine ecrimisile hükmedilemez. İhtar göndermiş olan davacı …’in talebi yönünden ise, ihtarı yöneltmiş olduğu davalılar Hanife Filiz ve …’in bizzat kullandıkları yerler belirlenmeli, belirlenen bağımsız bölümler için uzman bilirkişilerce ihtarın davalılar Hanife Filiz ve …’e tebliği tarihinden dava tarihine kadar olan kullanıma karşılık ecrimisil bedeli belirlenmeli ve davalılara kullandıkları bağımsız bölümlere göre ayrı ayrı sorumluluk yükletilmelidir.
Davalıların kira geliri elde ettikleri bağımsız bölümler yönünden ise, bu bölümler için intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin gerekli olmadığı da gözetilerek, kira gelirinin hangi davalı tarafından alındığı araştırılarak belirlenmeli, belirlenen bağımsız bölümler için uzman bilirkişilerce muris …’in ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan kullanıma karşılık ecrimisil bedeli belirlenmeli ve davalılara kira geliri elde ettikleri bağımsız bölümlere göre ayrı ayrı sorumluluk yükletilmelidir.
O halde Mahkemece yapılması gereken iş, dairenin ilke ve uygulamaları ile emsal kararlar da gözetilerek, yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılması, ve sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.