Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3830 E. 2019/7755 K. 18.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3830
KARAR NO : 2019/7755
KARAR TARİHİ : 18.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazın vekil edenlerine ait olduğunu, davalının taşınmaza inşaat yaparak haksız şekilde müdahale ettiğini açıklayarak davalının el atmasının önlenmesine, yapılan inşaatların kaline ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Somut olaya gelince, Mahkemece, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 13.01.2014 tarihli bozma ilamına uyulurak el atmanın imar uygulaması ile oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, karar dosya kapsamındaki tapu kaydı ve diğer delillere göre yerinde değildir. Dava konusu 310 ada 3 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında 177-216-227 kadastral parsellerden oluştuğu, 177 parsel sayılı 42 ha 1700 m2 miktarında, tarla niteliğindeki taşınmazda davacıların murisi … ……’ın 51840/3110400, davalı …’ın ise 6480/3110400 hissesinin olduğu, …’ın hissesini 02.08.2001 tarihinde…yevmiye numaralı işlemle 3. kişiye sattığı, 24.02.2004 tarihinde yapılan imar işlemi ile 310 ada 3 parsel sayılı 498 m2 miktarında, arsa niteliğindeki taşınmazın davacıların murisi … …… adına tescil edildiği, 18.09.2009 tarihinde davacılar adına 1/3’er hisse olarak intikal ettiği, davalı adına imar uygulaması ile oluşan bir taşınmaz olmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla davalının imar tarihi itibariyle taşınmazda ayni veya şahsi hakkı yoktur. Bu nedenle dava konusu 310 ada 3 parselde bulunan, 15.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen, A ve B ile gösterilen yapılarda imar uygulaması ile oluşan tecavüzlü durum bulunmamaktadır. O halde, Mahkemece, davanın el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil talebi yönünden mevcut delil itibariyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde redde karar vermesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.