YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3817
KARAR NO : 2019/8190
KARAR TARİHİ : 26.09.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın elatmanın önlenmesi yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar … ve … vekili, davacıların dava konusu dükkanı dava dışı…’e 01.02.2002 tarihinde kiraya verdiklerini, kira sözleşmesinin tahliye davasına konu olduğunu, mahkeme kararı ile…’ün mecurun bir kısmından tahliyesine karar verildiğini, kalan kısım ile ilgili kira akdinin devam ettiğini ve süreç içerisinde karşılıklı noter ihtarları ile sözleşmenin 20.06.2014 tarihi itibariyle feshedildiğini, davalıların…’ün akrabaları olduklarını ve taşınmazda onun yanında bulunduklarını,…’ün sözleşmeyi feshetmesine ve taşınmazı boşalttığını bildirmesine rağmen davalıların taşınmazdan çıkmadıklarını ve taşınmazı işgal ettiklerini açıklayarak, davalıların elatmasının önlenmesine ve taşınmazın davacılara teslimine, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 1.500 TL ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve …, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların taşınmaza elatmaları yönünden davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 1.083 TL ecrimisilin dava tarihi olan 16.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekili ile davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacılar vekili ile davalılar vekilinin elatmanın önlenmesi yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Davacı taraf, dava dışı…’le yapılan kira sözleşmesinin karşılıklı feshedilmesine rağmen davalıların taşınmazı kullanmaya devam ettiklerini iddia etmiş, davalı taraf dava konusu taşınmazı kullanmadıklarını savunmuştur. Mahkemece davalıların kiracı ile birlikte bu yeri kullandıkları ve kiracının boşaltmasına rağmen davanın açıldığı tarihe kadar kullanmaya devam ettikleri ve kullanıma son verdikleri gerekçesiyle elatmanın önlenmesi yönünden davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın dava tarihinden önceki dönemde davalıların kullanımında olduğu keşif, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ne var ki, dava açıldığı tarih itibariyle davalıların dava konusu taşınmazı boşaltıp boşaltmadıkları, işgal ve kullanıma son verip vermedikleri dosya içerisindeki beyanlardan net olarak anlaşılamamaktadır. Mahkemece, gerekirse taraf tanıkları yeniden dinlenerek, davanın açıldığı tarih itibariyle dava konusu taşınmazda davalıların işgalinin bulunup bulunmadığı tam olarak açıklığa kavuşturularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile dava konusu taşınmazın dava tarihinden sonra boşaltılarak davanın konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de, davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Davacılar vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılar vekili ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 26.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.