Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3644 E. 2019/4435 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3644
KARAR NO : 2019/4435
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, dava konusu 869 ve 875 parsel sayılı taşınmazlara vekil edeni ve kardeşlerinin iştirak halinde malik olduklarını, davalı …’ın kadastro sınırlarını yok sayarak taşınmaza el attığını belirterek, davalının el atmasının önlenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının daha önce müvekkilinin oğlu …’ı da hakkı olmayan yere tecavüz suçu işlediği iddiasıyla savcılığa şikayet ettiğini, soruşturma sonunda takipsizlik kararı verildiğini, vekil edeninin taşınmaza el atmasının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut delillere göre davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, uyuşmazlık konusu 869 ve 875 parsel sayılı taşınmazlara el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, tapu kayıtlarına, davacı vekilinin ve davalının hazır olduğu keşif tutanağına, teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 13.10.2014 tarihli krokili rapora göre dava konusu 869 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir tecavüzün bulunmadığı, dava konusu 875 parsel sayılı taşınmazın A harfi ile gösterilen 23,98 m2 bölümüne tecavüzde bulunulmuş ise de söz konusu taşınmaz öncesi itibariyle davacı ve davadışı kişiler adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı iken, dava tarihinden sonra 28.06.2013 tarihinde davalının ¼ pay satın aldığı, dolayısıyla davanın, pay malikleri arasında görülen el atmanın önlenmesi niteliğine büründüğü, dosya içeriğine göre, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının kullandığı veya kullanabileceği yer bulunduğu anlaşıldığından her iki parsel hakkında da açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki, bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1, 2, 4 numaralı bentlerinin kaldırılmasına, hüküm fıkrasının
“1. Davanın reddine,
2. Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine 750 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesi, hükmün düzeltilmiş bu haliyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine, davalının yukarıda belirtilen temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1, 2 ve 4 numaralı bentlerinin kaldırılmasına, yerine hüküm fıkrasının; “1. Davanın reddine, 2. Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine 750 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde düzeltilmesine, hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 19,20 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.