Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3550 E. 2018/15494 K. 11.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3550
KARAR NO : 2018/15494
KARAR TARİHİ : 11.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasını kazanması sonucu paydaşı olduğu 2983 ada 62 parsel sayılı taşınmazı davalıların kiraya vermek suretiyle kullandıklarını ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmaz üzerindeki binanın kendileri tarafından inşa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 2983 ada 62 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın 9/100 pay ile davalı …, 9/50 pay ile davalı …, 9/50 pay ile davalı … Tekstil A.Ş., 9/25 pay ile davalı ……… A.Ş., 9/100 pay ile davalı … …… A.Ş., ve 1/10 pay ile davacı adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından açılan eldeki dosya davalılarının da taraf olduğu ……… 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.02.2011 günlü 2010/374 Esas-2011/33 Karar sayılı kararı ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, bir kısım davalılar hakkında ise kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği, kararın derecattan geçerek 29.02.2012 tarihinde kesinleştiği, davaya konu taşınmazın üzerinde 2 bodrum + zemin + 4 normal katlı yapı bulunduğu anlaşılmaktadır.

Davalılar, savunmalarında taşınmaz üzerine inşa edilen yapının kendileri tarafından yapıldığını, davacının bir katkısının olmadığını belirtmişler; davacı ise, yeni yapılan binanın davalılar tarafından yapıldığını kabul etmiş ancak mirasbırakan zamanından kalan zemin + 3 katlı binanın yıkılması sonucu yeni binanın yapıldığını, eski binanın yıkılmaması halinde kendisinin de yıkılan yapıda muristen dolayı hak sahibi olacağını ileri sürmüştür.
Hal böyle olunca; mirasbırakan Hüseyin’den kalan ve dosya içeriğinde rölöve projesi bulunan zemin + 3 normal katlı eski yapı üzerinden hesap edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, sonradan inşa edilen yapıda davacının katkısı olmadığı gerekçesiyle arsa vasfı üzerinden hesaplanan ecrimisile karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; davacının dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde dönem sonları itibariyle yasal faiz istemesine rağmen hesaplanan ecrimisile işlemiş faizi de eklemek suretiyle sonuca gidilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 4.085,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 12.251,00 TL’nin davalılardan alınmasına 11.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.