Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3444 E. 2019/4361 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3444
KARAR NO : 2019/4361
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar vekili, tarafların müşterek murisi …’un 15/01/2011 tarihinde vefat ettiğini, dava konusu 408 ada 43 parsel sayılı – 17.995,00 metrekare yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmaz ile 78 ada 1 parsel sayılı avlulu kerpiç ev ve iki dükkan nitelikli taşınmazların taraflara intikal ettiğini, arsa ve evlere iş yerlerinin murisin ölüm tarihinden bu yana davalılar tarafından kullanıldığı ya da kiraya verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazlar için belirlenecek ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur .
Mahkemece, davanın kısmen kabul – kısmen reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; paydaşlar arası ecrimisil istemine ilişkindir .
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazlardan 78 ada 1 parsel sayılı,138 metrekare, avlulu kerpiç ev ve iki dükkan vasıflı taşınmazda fiilen 14 bağımsız bölümden müteşekkil zemin artı dört katlı beton binanın bulunduğu, taşınmazda davacılardan Hüseyin’in ve davalıların kullandığı birer daire olduğu; davaya konu diğer taşınmaz olan 43 parselin ise 17.955 metrekare alanlı tarla nitelikli olduğu sabittir .
Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.
Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığım ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm tesis etmeye yeterli değildir. Dava konusu olan her bir taşınmazda tarafların kullandığı veya kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığı, davalıların tecavüzünün olup olmadığı, taşınmazların kiraya verilip verilmediği, veriliyor ise kimin tarafından verildiği hususu aydınlatılmamıştır. Yine davaya konu taşınmazlardan tarla nitelikli 43 parselle ilgili olarak intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmamış, davacıların kullandığı veya kullanabileceği bir alan bulunup bulunmadığı, taşınmazın kiraya verilip verilmediği hususu netlik kazanmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda değinilen ilkeler kapsamında keşif mahalinde tanıkların dinlenilmesi suretiyle tereddüte mahal bırakmayacak şekilde hüküm tesis edilmesiyken, yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.