Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3372 E. 2019/4653 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3372
KARAR NO : 2019/4653
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar, 925 ve 926 parsellerde kayıtlı taşınmazların maliki olduklarını, davalının da aynı yerde kain 827 parselin maliki olduğunu, davalının söz konusu taşınmazları sera vs. yapmak suretiyle haksız işgal ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 2010 yılı için 6.000,00 TL’nin Kasım 2010’dan, 2011 yılı için 6.500,00 TL’nin Kasım 2011’den, 2012 yılı için 7.200,00 TL’nin Kasım 2012’den, 2013 yılı için 8.000,00 TL’nin Kasım 2013’ten, 2014 yılı için 8.775,00 TL’nin Kasım 2014’ten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.917,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirme gerekçeleri bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olaya gelince; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının inşa ettiği her iki tarafça da belirtilen sera tesisi dikkate alınmaksızın, ecrimisil hesabının açık tarla yetiştiriciliği dahilinde yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Ancak açık tarla yetiştiriciliği kapsamında hesaplanacak ecrimisil için, yukarıda belirtildiği şekilde ilgili yerlerden gerekli verilerin getirtilmediği, hesabın hangi verilere göre yapıldığı ve münavebeye esas ürünlerin nasıl belirlendiği hususlarının rapordan anlaşılamadığı, sonuç olarak hükme esas alınan ecrimisil hesabını gösterir raporun tarafların, mahkemenin ve Yargıtayın denetimine elverişli olmadığı, yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile hesap yapıldığı ve Mahkemece bu rapor ile sonuca gidildiği anlaşılmıştır. Hâl böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazların açık tarla yetiştiriciliği kapsamında ecrimisil hesabının yapılabilmesi için yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, gerekli verilerin ilgili yerlerden getirtilerek, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
Ayrıca, dava dilekçesinde kademeli faiz talep edilmesine rağmen, Mahkemece, toplam ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.