Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3367 E. 2019/4545 K. 02.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3367
KARAR NO : 2019/4545
KARAR TARİHİ : 02.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 20458 parsel sayılı taşınmazın mesken nitelikli 15 nolu bağımsız bölümünü davalıların haksız yere işgal ettiğini, taşınmazdan yararlanamadığını ve gelir elde edemediğini ileri sürerek, l3.04.2011 tarihinden dava tarihine kadar fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 8.000 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, çekişmeye konu yerin müvekkillerinin murisi tarafından 05.09.2009 tarihinde yazılı sözleşme ile satın alındığını, satışa güvenerek taşınmaza masraflar yapıldığını, haksız işgalci olmadıklarını, davalılardan .. 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/636 Esas, 2012/1543 Karar sayılı kararı ile mirası reddetmesi nedeniyle onun yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, talep edilen ecrimisil miktarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dava, mülkiyete dayalı ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne, toplam 39.050,00 TL ecrimisil alacağının 14.400,00 TL’sinin 13/04/2012 tarihinden itibaren, 15.480,00 TL’sinin 13/04/2013 tarihinden itibaren, 9.170,00 TL’sinin dava tarihi olan 13/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli ve 2014/8280 Esas ve 2016/6652 Karar sayılı bozma ilamı içeriği ve tüm dosya kapsamından, kat irtifakı kurulu 20458 parsel sayılı taşınmazın mesken nitelikli 15 nolu bağımsız bölümünün (dava tarihi itibariyle) davacı … Bağrıaçık adına kayıtlı olduğu, davacı … ile davalılar miras bırakanı Celil’in 05.09.2009 tarihli Kardeşler … antetli “… Alım Satım ve Komisyon Anlaşması” başlıklı adi yazılı belge ile anılan taşınmazın haricen satışı konusunda anlaştıkları ve 112.000.00 TL olarak belirlenen satış bedeline mahsuben alıcıdan 2.000,00 TL kaparo alındığının da sözleşmede yazılı olduğu, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/60 Esas, 2013/472 Karar sayılı alacak davasında dosyamız davacısı (ilgili dosya davalısı)… vekilinin 27.10.2010 tarihli cevap dilekçesinde açıkça “…peşinat olarak 30.000 TL müvekkile verildiği ve senet alındığı doğrudur” demek suretiyle bir miktar bedel aldığını ikrar ettiği, öte yandan 17.07.2012 tarihli celsede…’ın, karşı tarafın teklifi üzerine eda ettiği yemininde açıkça; dava konusu taşınmazın haricen satışı sebebi ile satış sözleşmesi sırasında 2.000,0 TL ve senet karşılığında 30,000,00 TL ödendiğini kabul ettiği görülmektedir. Ne var ki açılan dava tarihi itibariyle (davacı tarafından) harici satın alma bedelinin iade edilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; miras bırakan …’ın davadan önce 03.06.2012 tarihinde öldüğü nüfus kaydı ve evrak arasına alınan veraset ilamı ile sabittir. Ayrıca davalılardan Güncay Altınay tarafından açılan mirasın gerçek reddi davası neticesinde, Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.10.2012 tarihli ve 2012/636 Esas, 2012/1543 Karar sayılı kararı…mirası reddettiğinin kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı TMK’nin 706, BK’nin 213 (6098 sayılı TBK’nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak, 1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satıştan kaynaklanan tahsil edilen bir bedel var ise bu bedel satın alana ödeninceye kadar satın alanın taşınmazı alıkoyma hakkının bulunacağı kuşkusuzdur. Esasen, TBK’nin 97. maddesi (mülga BK’nin 81. maddesi) hükmü uyarınca da, kendisi edimini ifa etmeyen kimsenin karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği de sabittir.
Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin, taşınmazı kullanması nedeniyle kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
Ne var ki; uygulamada taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.) bu gibi hallerde, rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım kabul edilmemektedir. Rızaya dayalı kullanım, haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile sorumluluk da söz konusu olmamaktadır.
Bu ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında, davacı dava tarihi itibariyle harici satın alma bedelini iade ettiğini ispatlayamadığına göre, davalıların dava konusu edilen dönemlerde taşınmazı kullanmaları kötüniyetli olarak kabul edilemez.
Hâl böyle olunca, Mahkemece ecrimisil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabul göre de, davadan önce vefat eden muris… mirasçılarından .. mirası reddettiği halde, anılan mirasçının hüküm altına alman ecrimisilden sorumlu tutulmuş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.