Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/3065 E. 2019/2736 K. 14.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3065
KARAR NO : 2019/2736
KARAR TARİHİ : 14.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine , Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin 2001 yılında vefat ettiğini ve geriye mirasçı olarak eşi davacı …’ün, oğlu davacı … ve kızı davacı …’ın kaldığını, müvekkillerinin murisinin ölümünün sonrasında dava konusu 169 ada 4 parsel sayılı fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazı murisin ölüm tarihi olan 2001 yılından bu yana davalının kullandığını fındık ürününün gelirlerinden müvekkillerine miras payı oranında ödeme yapılmadığını ileri sürerek 2011, 2010, 2009, 2008 yılı fındık bedeli olan 24.000 TL’nin, miras payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir .
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacılar, dava dilekçelerinde 2012 yılı ürün gelirini davalıdan aldıklarını belirtmişlerdir. Yine davalı vekili, davacıların müvekkilinin yengesi ve yeğenleri olduğunu, tarafların karşılıklı kabulleri ile davacıların il dışında ikamet etmeleri nedeniyle davaya konu bahçenin bakımı ve hasadı için gereken tüm işlerin (gübreleme, bahçeleme, toplama vs) müvekkili tarafından ücret karşılığı yaptırıldığını, hasat zamanı gelince ve ürün pazara indirilecek duruma geldiğinde ise, elde edilen ürünün getirisi hesaplanıp, masraflar düşüldükten sonra davacıların 1/2 payının ayrılarak davacılara ödendiğini, tarafların yakın akraba olmaları ve birbirlerine güvenmeleri nedeniyle müvekkilinin bu ödemelerin karşılığında davalıların imzasını taşıyan yazılı bir belge alma gereği duymadığını, müvekkilinin 2001 tarihinden bu yana her yıl davacılara ödeme yaptığını, mahsul harmanda iken davacılardan …’ün müvekkiline defalarca yardımcı olduğunu, hatta 2010 yılında davaya konu fındık ürününü davacılardan …’ün toplattığını belirtmiştir.
HMK’nin 33. maddesi ve 04.06.1958 tarihli ve 15 E., 6. K. sayılı İçtihadı Birleştirme
Kararına göre hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları Kanun hükümleriyle ve onların hukuki tavsifleriyle bağlı olmayıp Kanunları resen tatbik eder. Yani hukuki tavsif hakime aittir.
Dava dilekçesinde ecrimisil talep edildiği belirtilmiş ise de davanın sebepsiz zenginleşme kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı yanın yemin deliline dayandığı ve davacıların da yemini eda ederek dava konusu dönemlerde gelirden pay ya da para almadıklarını beyan ettikleri görülmektedir,
Mahkemece, davanın, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davalının, davacılara talep edilen dönemlere ilişkin ödeme yaptığına yönelik yemin teklif edip, davacılar da yeminli beyanlarında ödeme yapılmadığını ifade ettiklerinden, alacağın belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14 .03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .