Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2975 E. 2019/672 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2975
KARAR NO : 2019/672
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı vekili, 123 parsel sayılı taşınmaz malikinin vekil edeninin murisi olduğunu, aynı mevkide bulunan 124 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, dava konusu her iki parselin birbirine komşu olduğunu, davalının uzun yıllardır ortak sınırı bozarak 123 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını kendi taşınmazına katmak ve zeytin ağacı dikmek suretiyle haksız müdahalede bulunduğunu belirterek, davalının dava konusu taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesine ve müdahaleye konu ağaçların kal’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacıya ait 123 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 19/03/2015 tarihli raporunda A harfi ile belirtilen 1909,20 m²’lik kısmına davalı tarafından yapılan müdahalenin men’ine, A harfi ile belirtilen kısımda bulunan ağaçların kal’ine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin zeytin ağaçlarının kal’ine ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delilerden, dava konusu 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, (eski 123 parsel ) davacının murisi adına, 3402 sayılı Kanun’un 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili ile tapuda kayıtlı olduğu, mahkemece 18/03/2015 tarihinde bir … ve iki fen bilirkişisi ile yapılan keşif sonrası alınan 20/03/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporuna göre, dava konusu 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1.909,20 m2’lik alanının davalı tarafından zeytinlik olarak kullanıldığının belirlendiği, yine 08/04/2015 havale tarihli … bilirkişisi raporunda ise, tecavüz edilen 1.909,20 m2’lik alanda, ahlat ve badem ağaçlarının bulunduğu ancak ekonomik bir değer içermediği, diğer kısımlarda ise, 10 yaşlarında … çeşidi yaklaşık 65 adet zeytin ağacı olduğu, ancak sulamasının yapılmaması ve arazi toprak yapısından dolayı ağaçların yeterince gelişim gösteremediğinin tespit edildiğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Davalının haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın davacının maliki olduğu taşınmazda 1.909,20 m2’lik alanı işgal ettiği anlaşıldığına göre, elatmanın önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları dışındaki ağaçların kal’ine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, memleket ekonomisine önemli katkı sağlayan ve 10 yaşlarında 65 adet oldukları bilirkişi incelemesiyle saptanan zeytin ağaçlarının kaldırılması yönünden yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği gibi, zeytin ağaçlarının sökülüp kaldırılması 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Yasanın 23.1.2008 tarih ve 5728 Sayılı Yasanın 99.maddesi ile değişik hükümleri gereğince bazı usul ve esaslara bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, zeytin ağaçlarının kaldırılması isteğinin anılan Yasa çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden anılan yasanın 20.maddesinin olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, dava konusu 123 parsel sayılı taşınmazın kadastro yenileme çalışmaları sonrasında 111 ada 5 parsel olarak numarasının değişmiş olmasına karşın, eski parsel numarası üzerinden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.