YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2959
KARAR NO : 2019/951
KARAR TARİHİ : 04.02.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil, Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
..K. A R A R
Davacı vekili; vekil edeninin 1283 ada 46 parsel sayılı taşınmaza el birliği halinde hissedar olduğunu, bu taşınmaz üzerinde bulunan 25/D nolu 70 m²’lik dükkanın hissedarlar arasında yapılan rızaen taksim neticesinde vekil edenine bırakılmış olduğunu ve uzun yıllardır bu taşınmazı vekil edeninin kullandığını, müvekkilinin 01.03.2012 tarihinde iş bu taşınmazı kiraya vermek istediğini fakat taşınmaz üzerinde hiçbir hakkı olmayan davalı …’in taşınmazın kiralanmasını engellediğini, davalı taşınmazın anahtarını değiştirmek sureti ile vekil edeninin taşınmazı kullanmasını engellediğini, vekil edeninin taşınmaza girmek istediğinde davalı tarafça engellendiğini, vekil edeninin taşınmazı 1.160,00 TL ile yıllık 14.000,00 TL’ye kiraya verdiğini, davalı taşınmazı işgal ettiğinden bu kira bedelinin kiracıdan alınamadığını, bu sebeple davalının müdahalesinin önlenmesine, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla davacının taşınmazı kullanamamış olmasından kaynaklanan belirsiz alacak miktarı olarak 3.500,00 TL kullanamama bedeli tazminatın ve uğramış olduğu zararın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının, dava konusu dükkanın rızai taksim olgusu neticesinde kendisine bırakıldığını iddia ettiğini, bunun gerçek olmadığını, rızai taksimin bütün hissedarların katılımı ile yapılması gerektiğini, diğer paydaşların dava konusu dükkanın kendi hisseleri olan 2/4’ünü davalı vekil edeninin kullanmasını istediklerini, bunun üzerine vekil edeninin davacıdan anahtarı istediğini fakat davacının anahtarın bir örneğini vermediğini ve vekil edeninin de anahtarı değiştirerek şu an dükkanın 2/4’ünü amcası ve babasının muvafakati ve kira akdine dayanarak kullanmakta olduğunu, babasının hasta olduğu için oğluna bu talimatı verdiğini, vekil edeninin bu şekilde haklı olarak 2/4 hisseyi kullandığını, diğer 2/4 hisse nispetinde metrekareye el atmadığını, bu bakımdan hakkı olmadığı olgusunun doğru olmadığını, davacının bu taşınmazı diğer hissedarların rızasını almadan tek başına kiraya vermesinin hukuken olanaksız olduğunu, ayrıca kendi hissesinin kullanılmadığını ve boş olarak durduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, el atmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil istemi davasının reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 04.03.1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşınmaz malın aynına ilişkin davalarda 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisilin toplamından ibaret olması gerektiği, eldeki davada el atmanın önlenmesi yönünden dava açılırken yatırılan peşin harcın 8.000,00 TL, dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değerinin 679.851,50 TL olduğu, ancak davacı tarafça eksik kalan kısmın harcının tamamlanmadığı görülmüştür.
Açıklanan bu sebeplerle harcı yatırılmış olan miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, harçlandırılmayan miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme hükmünün 5 nolu bendinde yer alan “… Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 41.314,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine “… Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” ifadelerinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.