Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2945 E. 2019/950 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2945
KARAR NO : 2019/950
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili; taraflar arasında Cami müştemilatından sayılan hamamın yap-işlet-devret modeli ile yapımı ve işletimi ile ilgili olarak 16/03/2001 tarihinde protokol düzenlendiğini, bu protokole göre davalının kullanma süresinin 31/12/2009 tarihinde biteceğini, sonraki dönemde hamamın işletilmesi işi için ihale açıldığını ihalede Mehmet Çağlar isimli şahsın net 3.650,00 TL aylık kira vermeyi teklif ettiğini, protokole göre davalının rayiç bedel üzerinden kira mukavelesini devam ettirebilme hakkı olması sebebi ile teklif edilen rakam üzerinden kira mukavelesinin sürdürüp sürdürmeyeceği hususunun davalıya sorulduğunu, yeni dönemde rayiç bedelin 1.400,00 TL olduğunu, müvekkilinin dava konusu olan hamam ve müştemilatını bu bedel üzerinden kiralayacağını bildirdiğini, davalının çok düşük olan bu karşı teklifinin kabul edilmediğini ve … 14. Noterliğinden davalıya keşide edilen 23/12/2009 tarih ve 11718 yevmiye sayılı ihtarname ile taşınmazın boşaltılmasını istediğini, taşınmazın boşaltılmadığını ve halen davalı tarafından işletilmeye devam edildiğini, davalının fuzuli şagil hale geldiğini beyan ederek, davalının taşınmazdan tahliyesine ve tahliye kararına kadar aylık net 3.650,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın hem dava dilekçesinde hem de … 3 İcra Müdürlüğünün 2010/348 esas sayılı dosyasında davalının kiracı olduğunu kabul ettiğini, davacının rüçhan hakkı olarak işi alana yıllık kiraya vereceği hususunda anlaştığını ve tarafların protokolü kabul ettiklerini, müvekkilinin aylık kiranın 1.400,00 TL civarında olduğunu tespit ettiğini ve 1.400,00 TL üzerinden kiraladığını beyan ettiğini, taraflar arasında kiracılık ilişkisinin kurulduğunu, davacının bu ilişkiyi inkar ederek fuzuli işgal iddiası ile müdahalenin meni ve ecrimisil talep etmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kira bedelini ödediğini, kira borcunun bulunmadığını, protokole aykırı davranıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kira bedeli, kira sözleşmesinin asli unsurlarından birini oluşturur. Kira sözleşmesi niteliği itibariyle ivazlı bir sözleşmedir. Kira bedeli, kiracının, kiralananı kullanmasının karşılığında, kiraya verene ödemekle yükümlü olduğu bir karşı edimdir. Bu nedenle sözleşmenin esaslı unsurlarından birini oluşturan bedelin belirli veya belirlenebilir olması gerekir. Bu hususta tarafların iradelerinin birbiri ile uyuşması esastır. Eğer, bedelde anlaşma sağlanamazsa kira sözleşmesi kurulmaz.
Açıklanan bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; bahse konu protokol uyarınca, işi alan tarafından sözleşme bitiminde talep edilmesi halinde o günün rayiç bedeli üzerinden işverence, tercihen ve rüçhan hakkı olarak işi alana yıllık olarak kiraya verileceği kararlaştırılmıştır. Ancak; davacı davalıya ihtar göndermiş, davalı istenen kira bedelini kabul etmemiş; davalı, davacı tarafından taşınmazın kiralanması yönünde açılan ihaleye katılmamıştır. Bu sebeplerle; taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesinin kurulduğu kabul edilemez.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafın yap-işlet-devret sözleşmesinin bitiminden itibaren fuzuli şagil durumuna düştüğü görülmüştür. Bu durumda mahkemece, işin esasına yönelik inceleme ve araştırma yapmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 04.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi