Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2923 E. 2019/621 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2923
KARAR NO : 2019/621
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Kal Ve Ecrimisl

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 38.016 TL ecrimisil bedelinin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacılar vekili; faiz ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla, davacıların maliki olduğu 1362 ada 238-7-8 deki taşınmaza davalı tarafından yapılan müdahalenin men’i ile üzerindeki yapıların kal’ini, yetkisiz olarak yapılan kullanım sözleşmesi ve davalıların cevabi ihtarındaki kabulleri nedeniyle 13.01.2011 tarihinden dava tarihine kadarlık süre için ise 10000TL ecrimisilin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının müdahalenin men’i davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 38.016 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece verilen kısa kararda; sadece “davanın kabulüne” denildiği halde, gerekçeli kararda; “davacının müdahalenin men’i davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 38.016TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ”şeklinde hüküm kurulmuş, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuştur.
T.C. Anayasası’nın 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Buna göre, yargılama açık olarak yapılacak ve HMK’nın 297/2. maddesi hükmü gereğince de yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilir. Aynı Kanun’un 298/2. maddesi hükmü ise, sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağına amirdir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, Mahkemece yapılacak iş; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibarettir.
Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki, mahkemelere ve yargıya olan güveni sarsacağı gibi infazda duraksamaya yol açacağı da açıktır. Hükümlerin kurulmasında esas olan kısa karar olup, gerekçeli karar da buna uygun olmalıdır. Hüküm, bu nedenle Kanuna, tarih ve numarası anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na aykırı olarak tesis edilmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün, kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2019 tarihinde karar oybirliğiyle karar verildi.