Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2920 E. 2019/1280 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2920
KARAR NO : 2019/1280
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı/ karşı davalı vekili, dava konusu 312 ada 16 parsel taşınmazı tarafların ortak murisi tarafından muvazaalı olarak davalıya devredildiğini, murisin ölümünden sonra davacı tarafından muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıldığını, davanın kabulüne karar verilmekle davacının dava konusu taşınmazda 1/4 hisse sahibi olduğunu, murisin 20.12.2010 tarihinde vefat ettiğini, bu tarihten beri davalının taşınmazı kullandığını ve üzüm bağı olan taşınmazın semerelerinden yararlandığını bu nedenle 20.12.2010 tarihinden dava tarihine kadar toplam 3 yıllık ecrimisil olan 3.000 TL’nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile yıllara göre ayrı ayrı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili; asıl dava yönünden davalının dava konusu taşınmaza 2010 yılında üzüm bağı diktiğini ilk 2 yıl ürün alınamadığını son sene ürün kaldırıldığını, davalının malik sıfatıyla taşınmaza dikim yaptığını, davanın reddini savunmuştur. Karşı dava yönünden ise davalının sonradan pay sahibi olduğunu, davacı/karşı davalının hiç bir bedel ödemeden davalı/karşı davacının yapmış olduğu zorunlu ve faydalı masraflardan faydalanır hale geldiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı/karşı davalının hissesine düşen 5.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden davacı/ karşı davalının haksız işgal tazminatına hak kazanabileceği gerekçesi ile davasının kısmen kabulü ile; 518,82 TL’nin 07/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 579,68 TL’nin 07/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 618,50 TL’nin 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava yönünden ise davalı/karşı davacı her ne kadar haksız zilyet ise de dava konusu taşınmaza yapmış olduğu zorunlu ve faydalı masrafları taşınmaz maliki olan davacıdan tahsil edebileceği gerekçesi ile davalı/karşı davacının davasının kabulü ile; 6.114,00 TL’nin karşı dava tarihi olan 17/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davacı/karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Asıl dava; ecrimisile, karşı dava ise zorunlu ve faydalı masraflar için belirsiz alacağa ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı/karşı davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı/karşı davalı tarafından açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş olup karar kesinleşmekle tapuya tescil edilmiştir. Buna göre, davalının iyiniyetli olmadığı kuşkusuzdur. 4721 sayılı Medeni Kanun’un 995/2.maddesi “iyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Bu yasal düzenleme karşısında kötüniyetli zilyet olan davalı/karşı davacı anılan maddenin 2. fıkrası uyarınca yaptığı zorunlu masrafları davacıdan isteyebilecektir. O halde mahkemece; taşınmaz üzerinde zarar vermeden söküp götürülebilecek bir takım yapılmış masraflar varsa bunları zorunlu masraflara katmaksızın ve 2010 yılından sonra davalı tarafından dikilmiş üzüm bağları açısından odun bedeli dikkate alınmak suretiyle zorunlu masrafları tespit etmek ve bu doğrultuda bilirkişi raporu aldırılması gerekirken, davalı/karşı davacının talebi doğrultusunda zorunlu ve de faydalı masrafları bir arada hesaplayan bilirkişi raporunu hükme esas almak suretiyle yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı/karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı/karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 44,40 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 62,40 TL’nin temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.