Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2869 E. 2019/629 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2869
KARAR NO : 2019/629
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

..K. A R A R

Davacı vekili, dava konusu taşınmazlardaki fındık mahsulünün davalı tarafından toplandığını belirterek 2005-2009 yılları arasında hissesine düşen ecrimisil bedelini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalılardan Metin’in hasılat kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazları kiraladığını ancak …’da olması nedeniyle fiilen hiç kullanmadığını, 2010 yılından önce davacının fındık mahsulünden yararlandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.
HMK’nin 119. maddesinde dava dilekçesinin içeriğinde bulunması gerekenler belirtilmiştir. Dava dilekçesinde yalnız davacı …’nun adı yazılmış, tensip zaptı da buna göre hazırlanmış olmasına rağmen hüküm kurulurken davacı olmayan … hakkında da karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, ecrimisilin hüküm altına alınabilmesi için, davalının kötüniyetli müdahalesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatı gerekir.
Somut olayda; keşif ve yargılama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi, davalı ve davacı tanık ifadeleri arasında çelişki mevcut olup, Mahkemece davalıların davacının kullanımına ne şekilde engel olduğu hususu da açıklığa kavuşturulmuş değildir. O halde, Mahkemece taraf tanıkları ve mahalli bilikişiler ile yeniden dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak dava konusu taşınmazların kim tarafından ve ne zaman kullanıldığı, davacının kullanmasına elverişli yer bulunup bulunmadığı, davacının kullanımına engel olunup olunmadığı araştırılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacı olmayan … hakkında da karar verilmesi, usule aykırı olduğu gibi, dava konusu taşınmazların kullanım durumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.