Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2865 E. 2019/632 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2865
KARAR NO : 2019/632
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K… A R A R

Davacı vekili mazbut Sultan Beyazıt Vakfı’na ait olan dava konusu taşınmazın davalı tarafından 3 katlı bina yapılmak suretiyle işgal edildiğini belirterek, 01/04/2008 ila 31/03/2013 tarihleri arasında ecrimisil ve işgal tarihinden itibaren kademeli faiz talebinde bulunmuştur.
Davalı, süresinde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında dava konusu parseli oğlu Kenan’ın 20 yıldır kullandığını, kendisinin kullanmadığını savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu parselin davalı tarafından kullanıldığı tereddütsüz bir şekilde tespit edilememiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olmasına rağmen davacı tarafa tanık listesi sunmak üzere usulüne uygun süre verilmeden, tanıklar dinlenmeden eksik incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının çok açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
O halde, talep de gözetilerek, hangi dönem için kaç lira ecrimisilin tahsili gerektiğinin ve buna göre faizin başlama tarihinin, diğer bir deyişle dönem sonlarının hükümde açıkça belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.