Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2785 E. 2019/562 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2785
KARAR NO : 2019/562
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlar Arasında Ecrimisil Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

..K. A R A R

Davacı vekili, dava konusu 9 nolu bağımsız bölümün, tarafların anne ve babasının ölümünden öncesinde ve sonrasında davalı tarafından kullanıldığını açıklayarak, dava tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplanacak ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, dava konusu taşınmazda annesinin rızası ile oturduğunu, davacının, anne ve babalarının ölümünden sonra, kendisini annelerinden intikal eden daireden çıkarmak için çeşitli baskılar uyguladığını, 2011 yılında davacının anlaşma yaptığı mali müşavir hesaplaması ile ecrimisil gündeme geldiğini ve davacının kendisinden 2.000 TL aldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil alacağına ilişkindir.
Bilindiği üzere; HGK’nın 01.11.2000 tarih ve 200/3-1341-1584 sayılı kararında “Ecrimisil, hak sahibi zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır.” şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca kural olarak paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi için, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak istediğini davalı paydaşa bildirmesi gerekir. İntifadan men, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir ve yemin dahil her türlü delil ile ispatlanır.
Somut olayda; her ne kadar Mahkeme tarafından dava tarihinden geriye doğru beş yıl için ecrimisile hükmedilmiş ise de, talep başlangıç tarihi olarak esas alınan 21.5.2008 tarihi itibariyle intifadan men şartının gerçekleştiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ancak, davalı taraf cevap dilekçesinde, davacının, 2011 yılında anlaşma yaptığı mali müşavir hesaplaması ile ecrimisilin gündeme geldiğini ve davacının kendisinden 2.000 TL aldığını beyan ettiğine göre, intifadan men şartının 2011 yılında yapılan bu hesaplama tarihinde oluştuğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, davalı tarafın cevap dilekçesinde beyan ettiği, 2011 yılında mali müşavir aracılığı ile yapılan ecrimisil hesaplama tarihinin tespiti ile, bu tarihte intifadan men şartının gerçekleştiğinin kabul edilerek davacı tarafından talep edilen ecrimisil alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yanlış değerlendirme ile davalı aleyhine dava tarihinden geriye doğru beş yılın tamamı için ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) numaları bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.