Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2782 E. 2019/671 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2782
KARAR NO : 2019/671
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacılar vekili, vekil edenlerinin 5114 ve 4125 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalı şirketin bahsi geçen taşınmazlara mermer ocağı atıkları atmak sureti ile taşınmazları kullanılamaz hale getirdiğini belirterek, davalının haksız el atmasının önlenmesine, taşınmazların yeniden kullanılabilir hale gelmesi için doğacak zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL ecrimisil bedelinin geriye dönük beş yıllık yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 20/04/2012 havale tarihli dilekçesiyle, davasını ıslah ederek, bilirkişi raporu doğrultusunda 81.073,60 TL eski hale getirme bedeli ile 1.726,80 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ilk hükümle, 3213 sayılı Maden Kanununun ek 7. maddesine göre ruhsat sahibinin rödovansçının eylemleri nedeniyle hukuki sorumluluğunun bulunmadığı, hukuki sorumluluğun rödovansçıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, 1. Hukuk Dairesi’nin 08/11/2013 tarihli 2013/14109 Esas, 2013/15475 Karar sayılı ilamı ile “…ruhsat sahibi davalı şirketin sorumluluğu ise Türk Medeni Kanunu’nun 730. ve 738. maddeleri anlamında olup, objektif kusursuz sorumluluktur. Anılan düzenlemeler gereği ruhsat sahibi davalı şirket hiçbir kusuru olmasa bile her türlü zarardan kusur aranmaksızın sorumludur. Davalı şirket ile rödovans sözleşmesi imzalayan dava dışı Mese Madencilik Şirketi arasında yapılan sözleşmenin tarafları yönünden bağlayıcılığı tartışmasızdır. Ancak sözleşmenin tarafı olmayan, davacılar bakımından hüküm ifade etmeyeceği de açıktır…” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne, davalı şirket tarafından 5114 parsele Fen bilirkişisi … tarafından hazırlanan 09/07/2010 tarihli rapor ekindeki krokide kırmızı renk ile taranan ve A harfi ile gösterilen 3.748.83 m2 lik alan ile kırmızı renk ile taranan ve B Harfi ile gösterilen 239.76 m2 lik alana yine aynı yer 4125 parsel sayılı taşınmaza aynı krokide sarı renk ile taranan C harfi ile gösterilen 2710.10 m2 lik alana moloz dökmek suretiyle yapmış olduğu müdahalenin men’ine, 1.726.80-TL ecrimisil bedeli ile 81.073.60-TL eski hale iade tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacılar vekili, dava dilekçesinde, ecrimisil bedeli olarak 1.000 TL, eski hale getirme bedeli olarak da yine 1.000 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 20/04/2012 hakim havale tarihli dilekçesi ile de, bilirkişi raporu uyarınca, ecrimisil bedeli olarak 1.726,8 TL, eski hale getirme bedeli olarak 81.073,6 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederek, bu miktarlardan üzerinden hesaplanan ıslah harcını 20/04/2012 tarihinde yatırmıştır. Bu durumda, mahkemece, dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, faiz başlangıcının tüm alacaklar yönünden dava tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün (2.) bentte açıklanan sebeple hüküm fıkrasının ikinci bendinin “1.726.80-TL ecrimisil bedeli ile 81.073.60-TL eski hale iade tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine “ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, ibarenin yerine” 1.726,80- TL ecrimisil bedeli alacağının, 1.000,00 TL kısmına dava tarihi olan 01/04/2005 tarihinden itibaren, bakiye kısma ıslah tarihi olan 20/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 81.073,60-TL eski hale getirme tazminatının, 1.000,00 TL kısmına dava tarihi olan 01/04/2005 tarihinden itibaren, bakiye kısma ıslah tarihi olan 20/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, rakam ve kelimelerinin yazılmasına, HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.