Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2689 E. 2019/73 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2689
KARAR NO : 2019/73
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilinin maliki bulunduğu 521 ada 24 parsel sayılı taşınmaza davalı…’ın müdahalede bulunduğunu, 24 parsel üzerinde küçük çaplı bir tuvalet inşa ettiğini ve mülkiyet iddiasıyla kilit vurarak …’nın kullanımına engel olduğu iddialarıyla, müdahalenin menini ve tuvaletin kal’ini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; davacının itiraz ettiği kullanım şeklinin 80-100 yıldır sürdüğünü ve bu nedenle talebin zamanaşımına uğradığını, evvelde iki parselin bir bütün iken kadastro sırasında hataen ayrıldığını, parseller üzerinde bulunan tarihi eser niteliğindeki binanın bütün olarak inşa edildiğini, tapu kaydı ve kat mülkiyeti yerleşim planına göre davacının dava ettiği bölümün kendi taşınmazı üzerinde bulunduğunu, … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan izin alınarak harap haldeki binada onarım-yenileme yapıldığını, evvelden beri devam eden fiili kullanım dışına çıkılmadığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili karşı davasında ise; müvekkilinin 521 ada 25 parsel sayılı taşınmazda 2/3 pay ile kat maliki olduğunu, …’nın …’a ait olan taşınmazda yaklaşık 6-8 m2 yüzölçümlü avlu bölümünde tuvalet-lavabo binası ve merdiven girişi yaptığını, yine avlu bölümünün altında kaya odalar oyarak haksız müdahalede bulunduğunu iddia ederek, avlu içerisindeki lavabo-tuvalet ve merdiven girişinin kal’ini, avlu altında bulunan bölümdeki kaya odalar için ise müdahalenin önlenmesini ve eski hale iadesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile müdahalenin meni talebinin 10/11/2014 tarihli bilirkişi raporu ekinde bulunan krokiye göre kabulüne, kal talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile, aynı tarihli bilirkişi raporu ekinde bulunan krokiye göre müdahalenin menine ve müdahale bulunan alandaki yapıların kali ile yer altında bulunan müdahalenin eski hale getirilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin men’i ve kal isteğine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Kal kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3.maddesi ile “Kültür varlıkları, Tabiat Varlıkları, sit….” gibi taşınmazların tanımı yapılmış 6.maddesi hükmü ile de korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının nelerden ibaret olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtildikten sonra 2863 Sayılı Yasanın 26.5.2004 tarihli ve 5177 Sayılı Yasanın 26.maddesiyle değişik 7.maddesinde Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve sit alanlarının ne şekilde tespit edileceği ve belirleneceği hususu açığa kavuşturulmuştur.
Dosyanın incelenmesinde, 521 ada 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” ibarelerinin bulunduğu, dava öncesinde davalı taşınmaz üzerinde bulunan binada yapılan basit onarım işleri için … Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nden 12.04.2013 tarih 1379 sayılı yazı ile izin alınmış olduğu, 28.02.2014 tarihinde davalı taşınmazda keşif yapılmış olmakla birlikte davalı taşınmaz üzerinde bulunan bina ve yapıların korunması gereken kültür varlığı olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” şerhi bulunduğuna göre, dava konusu taşınmazlar üzerinde kal’ine ve eski hale getirilmesine karar verilen bina ve yapıların son durumlarına ilişkin ilgili kurumlardan bilgi alınarak, mahallinde fen ve arkeolog bilirkişiler ile tekrar keşif yapılarak rapor alınmak suretiyle, kal’e konu olan bina ve yapıların korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Müdahaleli durumda olan bina ve yapıların korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olmaması durumunda mahkemece kal kararı verilebileceği, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olması durumunda ise kal kararı verilemeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, vekalet ücretinin kal ve müdahalenin men’i talepleri yönünden kabul-red oranlarına göre ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte belirtilen nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 07/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.