Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2379 E. 2018/16663 K. 02.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2379
KARAR NO : 2018/16663
KARAR TARİHİ : 02.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacılar, paydaşı oldukları 10 parça (112 ada 13 parsel, 15 ada 27 parsel, 137 ada 5 parsel, 195 ada 8,16,92 parseller, 130 ada 10 parsel, 203 ada 63 parsel, 191 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar) taşınmazı davalının tek başına kullandığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazların üzerinde bulunan ev ve dükkanı kendisinin yaptığını, diğerlerini de davacı kardeşlerinden kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca temyiz edildikten sonra, davacılar, 25.08.2016 günlü dilekçeleri ile Mahkeme kararının usul ve esasa uygun olduğu gerekçesiyle onanmasını talep etmişlerdir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 115 ada 27 parsel, 122 ada 13 parsel, 137 ada 5 parsel, 195 ada 8 parsel, 195 ada 16 parsel, 195 ada 92 parsel, 130 ada 10 parsel, 203 ada 63 parsel sayılı taşınmazlarda davacılar ile davalı ve dava dışı kardeşleri ……’in 1/5 pay ile paydaş oldukları, 191 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların ise 1/2 payının dava dışı ……’ya ait olduğu, 1/10 paylarının ise davacılar ile davalı ve dava dışı ……’e ait olduğu kayden sabittir.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise, ilk dönem için belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki, mahallinde icra edilen keşifte taşınmazların nitelikleri belirlenmemiş, bu suretle intifadan men olgusu irdelenmemiştir.
Hal böyle olunca; mahallinde yeniden keşif yapılması, davacı tanıklarının dinlenerek çekişmeli taşınmazların meyve bahçesi mi yoksa tarla mı olduğunun tespit edilmesi, tespit edilen vasıflarına göre tarafların paydaş olduğu da gözetilerek intifadan men şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması, davacıların iddia ettiği üzere taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil dava dosyası da getirtilerek yukarıda yazılı ilkeler uyarınca ecrimisil hesaplanması gerekirken, eksik inceleme üzerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, ecrimisil hesabının önceki tarihten başlayarak ileriye doğru …… artış oranlarının uygulanması suretiyle tespit edilmesi gerekirken, son yıldan başlayarak önceki tarihe doğru hesap yapılması ve 191 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlarda da dava dışı ……’nın payı gözardı edilerek davacıların 1/10’ar payları olmasına rağmen, diğer taşınmazlarla birlikte 1/5 payı varmış gibi hesaplama yapılması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.