Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2324 E. 2018/18554 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2324
KARAR NO : 2018/18554
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, …’ın kısıtlanmasına ve …’ın vasi atanmasına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi vasi olarak atanan … vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.11.2018 …… günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraflardan gelen olmadığından dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Dava dilekçesinde; davacı …’ın annesi 1925 doğumlu …’ın akıl sağlığını yitirdiğini, yaşlılığın verdiği rahatsızlık sebebi ile taşınmazlarını satmaya başladığı ileri sürülerek kısıtlanması istenmiştir.
Mahkemece, kısıtlanması istenilen … hakkında akıl sağlığı yönünden alınan sağlık kurulu raporu doğrultunda davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 16.09.2014 tarihli ve 2014/8508-12759 sayılı kararı ile TMK’nin 406. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, mahkeme bozma ilamına uyduktan sonra TMK’nin 406. maddesi kapsamında …’ın kısıtlanmasına ve kendisine kızı …’ın vasi olarak atanmasına karar vermiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 406. maddesi kapsamında kalan savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçüklerin ve istisnaî olarak velâyet altına alınmamış bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen bir hukukî kurumdur.
Kısıtlanmayı gerektiren haller kanunda tahdidi olarak sayılmış olup ergin bir kişi hakkında kısıtlama kararı verilerek, kendisine vasi atanabilmesi için, Türk Medenî Kanunu’nun 405-408. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı gerekir.
Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanunu’nun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, ……… madde bağımlılığı, kötü yasama tarzı ve kötü yönetimi veya isteğe bağlı kısıtlama hâllerinde, kısıtlanması istenilenin dinlenmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmî sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. ……, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 406. maddesinde; “Savurganlığı, …… madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olay yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde; kısıtlanması istenilen …’ın duruşmada alınan beyanında kısıtlanmak istemediği, malvarlığının araştırılmasına dair yazışmalardan; bankalarda mevduat kaydının olmadığı, … Bankası hesap dökümanından ……ndan yardım aldığı, taşınmaz bilgileri yönünden ise …… İlçesi, …… mahallesi 171 ada 16 parsel 5 nolu bağımsız bölümü 03.09.2012 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile vasi atanan …’a devrettiği, bunun haricinde adına kayıtlı …… mahallesi 3203 parsel sayılı taşınmaz bulunduğu, emniyetin araştırmasına göre ise kötü yaşam tarzının bulunmadığı, savurganlığının olmadığı tespit edilmiştir. Beyanı alınan tanıklar ise daha çok kısıtlanması istenilenin kimle yaşadığı, nerede kaldığı, davacı oğlu ve vasi atanan kızı ile ilişkilerine yönelik beyanlarda bulundukları, malvarlığını kötü yönetme iddiasını doğrulayacak herhangi bir beyanda bulunmadıkları, toplanan delillere göre TMK’nin 406.maddesi kapsamına malvarlığını kötü yönetme ve savurganlık olgusunun sabit olmadığı anlaşılmakla isteminin reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde …’ın kısıtlanarak vesayet altına alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Vasi olarak atanan Hüsniye vekilinin temyiz itirazları yukarıda gösterilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 13.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.