Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2175 E. 2018/17095 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2175
KARAR NO : 2018/17095
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.10.2018 … günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı … vekili Av. … Varol, davacılar vekili Av. … ve temyiz etmeyen davalı …Ş. vekili Av. …… Gül geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar, üzerinde …… tesisi ve ekleri bulunan 142 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, tapu kaydında 07.05.1999 tarihinde davalı …Ş. lehine intifa hakkı tesisi edildiğini, diğer davalının …… bayii olarak taşınmazı kullandığını, intifa hakkının davalı şirket tarafından 18.03.2010 tarihinde terkin edilmesine rağmen davalıların taşınmaz üzerindeki işgallerinin devam ettiğini ileri sürerek 17.09.2010 tarihinden dava tarihine kadar haksız el atma nedeniyle gelir yoksunluğu zararları bakımından şimdilik 10.000 TL’nin, davalıların elde ettikleri kazanç bakımından şimdilik 10.000 TL’nin toplamda 20.000 TL tazminatın 17.09.2010 tarihinden işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini istemişler, ıslah dilekçeleriyle kira geliri ve yoksun kalınan gelire ilişkin taleplerinin toplamına ilişkin olarak, her bir davacı yönünden ecrimisil ve işlemiş faiz taleplerini 549.839,89 TL ye arttırılması, asıl alacak yönünden 485.364,12 TL’şer bedelin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile müştereken tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı …Ş. vekili, taşınmazın vekil edenleri tarafından kullanılmadığını, ürün satmasının taşınmazın işgal edildiği olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini, diğer davalı … vekili, taşınmazın usule uygun bayilik sözleşmesine istinaden kullanıldığını, taşınmaza yapılan faydalı ve zaruri masraflara ilişkin dava açıldığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, …… istasyonunun tedarikçisi olan davalı …Ş. yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, eldeki davada kira alacağının doğduğu kabul edilerek diğer davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile 17.09.2010-22.04.2013 tarihleri arasında toplam 591.856,05 TL ‘nin el atma tarihi olan 17.09.2010 tarihinden itibaren başlamak üzere her yıl için hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Toplanan deliller ve dosya içeriğinden; çekişme konusu 142 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 9175 m2 yüzölçümünde ve kuyuyu havi 24 ……li tarla ve bağ vasfında dava dışı … …… adına kayıtlı iken 07.05.1999 tarih 1480 yevmiye numaralı resmi senet ile 2500/9715 pay üzerine …… ……cülük A.Ş. lehine 12 yıllık intifa hakkı tesis edildiği, taşınmazın tamamının çıplak mülkiyeti ile 7215/9715 hissesi üzerinde intifa hakkı 04.01.2001 tarihinde 1/2 oranda davacılar adına tescil edildiği, diğer davalı … tarafından taşınmazın intifa hakkı sahibinin muvafakatına dayalı olarak …… bayii olarak işletildiği, 17.09.2010 tarihinde davalı …Ş. tarafından intifa hakkından mülkiyet sahipleri lehine bedelsiz olarak feragat edilerek intifa hakının terkini talebinde bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar Mahkemece, davalı …Ş yönünden …… istasyonun tedarikçisi olduğu, …… istasyonunda logolarının bulunmasının taşınmazın şirket tarafından kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gerekçeleriyle husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacılar tarafından davalılar …… ……cülük A.Ş. ve … aleyhlerine açılan …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/396 Esas, 2013/112 Karar sayılı dosyası ile davalıların 142 ada 3 parselde kuyuyu havi 24 ……li tarla ve bağ niteliğindeki taşınmazda haksız işgalci oldukları belirlenerek taşınmaza müdahalelerinin menine karar verildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, eldeki davada mahallinde yapılan keşifte davaya konu taşınmazda davalı …’ye ait 8 çıkışlı , …… amblemli 3 adet …… pompası mekanizmasının mevcut olduğunun tespit edildiği, …… Noterliği’nin 17.05.1999 tarih 4035 numaralı intifa hakkı sözleşmesinde, … tarafından verilen tesisat ve malzemelerin yine …… ……cülük A.Ş’nin mülkiyetinde kalacağının belirtildiği gözetildiğinde davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı kullandığı, bu durumda hükmedilecek ecrimisil bedelinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur.
O halde Mahkemece, taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanan davalı …Ş. aleyhine de ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz davacılar tarafından devralındığı tarihte kuyuyu havi 24 ……li tarla ve bağ vasfında iken 2013 yılında vasfının 24 ……li tarla, bağ ve benzin istasyonu olarak tashih edildiği, dava konusu taşınmazın 6985 m2’lik kısmının …… ağaçları, 2730 m2’lik kısmının ruhsatlı …… istasyonu olarak kullanıldığı, …… istasyonu olarak kullanılan alanda idare ve market binası ile …… tankları ve pompalarının bulunduğu, davalı … tarafından davacılar aleyhine açılan alacak istemine ilişkin …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/490 Esas, 2018/346 Karar sayılı dosyasında, …… satış istasyonunun gerekli inşai işlerinin ve yapı kullanma izinlerinin … tarafından alınıp yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. O halde , ecrimisil istemli davada …… satış istasyonunun davalı … tarafından yapıldığı uyuşmazlık konusu olmadığına göre, ecrimisil talep edilen dönemlerde davaya konu taşınmazın tapu kaydındaki niteliğine göre, davalıların kullandıkları ve tasarruf ettikleri kısımlar ayrı ayrı belirlenerek davalıların sorumlu olacakları ecrimisilin hesaplanması gerekirken davalı tarafından yapılan …… satış istasyonun kira gelirine göre hesaplanması isabetsiz olmuştur.
Hal böyle olunca; Mahkemece gerekli görüldüğü halde mahallinde yeniden keşif yapılarak, ………… Mühendisinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK.nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacılara verilmesine, taraflarca HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

B.A