Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2152 E. 2018/17093 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2152
KARAR NO : 2018/17093
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün …… yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, …… yapılmaksızın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin ……ya tabi olduğu anlaşılmış ve …… için 10.10.2018 … günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. …… günü temyiz edenlerden davalı vekili Avukat … ile Avukat … ve davacı vekili Avukat …… …… Kaya geldiler. ……ya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra ……ya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edeninin kayden maliki olduğu 5707 parsel sayılı taşınmazda yer alan …… kat 104 nolu bağımsız bölümün, taşınmazın eski maliki olan davalı tarafından hiçbir hakka dayalı olmaksızın kullanıldığını, boşaltılmasının istenmesine rağmen davalının haksız işgaline son vermediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, 23.12.2013 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile ecrimisil talebini 19.940TL olarak arttırmıştır.
Davalı, taşınmazı kredi temini amacıyla devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının tapu kaydında yer alan ayni hakka dayandığı, davalı tarafından taşınmazdan yararlanmasına engel olunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 5707 parsel 104 nolu bağımsız bölüme davalının yapmış olduğu haksız müdahalenin menine, 19.940,00 TL ecrimisil bedelinin 10.000 TL’sinin dava tarihinden, baki kalan kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm, davalı vekili ve yargılama giderlerine ilişkin olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b-Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı …… Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu …… sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı …… geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay …… Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve ……in denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK’nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle …… arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen …… ürünlerinin neler olduğu …… il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli …… yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda …… esasına göre talep varsa, taraflardan emsal …… sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki …… bedelleri araştırılıp, varsa emsal …… sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, …… geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği …… parası, emsal …… sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Ne var ki, somut olayda Mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile …… miktarı belirlendiği gibi, ilk dönem ecrimisil tutarının belirlenip, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin, ilk dönem için belirlenen miktara …… artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere hesaplanması gerekirken, geriye dönük olarak hesap edilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Şu halde Mahkemece, gerekli görüldüğü halde mahallinde yeniden keşif yapılarak, …………inden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur.
2- Davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı HUMK’un 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve talep edilen ecrimisilin toplamlarından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden ve ıslah edilen ecrimisil miktarı üzerinden yargılama sırasında harç ikmali yapıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen ifade etmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nin 297/1-c fıkrasında (1086 s. HUMK’un 388/3), hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı Kanunun aynı maddesinin 2. fıkrasında ise (1086 s. HUMK’un 388/son) hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Yine aynı Kanunun 298/2. (1086 s. HUMK’un 388/son), maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, Mahkemece, hükümde davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacının el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, alınması gerekli harç ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti sadece kabul edilen ecrimisil bedeli üzerinden belirlenmiş, reddedilen istemin ne olduğu belirtilmeden davalı lehine 19.750,00 TL vekalet ücreti takdir edilmiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, HMK 297. madde uyarınca, davacının hangi taleplerinin kabul, hangi taleplerinin reddedildiğinin açıklanarak, kabul ve ret oranlarına göre yargılama giderleri ve taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususlar gözönünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1/b bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının 1/a bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, Yargıtay ……sının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacıdan alınarak Yargıtay ……sında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya, Yargıtay ……sının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay ……sında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine,
taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.