Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2102 E. 2018/16828 K. 04.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2102
KARAR NO : 2018/16828
KARAR TARİHİ : 04.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından, duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.10.2018 … günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. …… Şahin geldi. Karşı taraftan davalı vekili Av. …… Tiryaki geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, 1080 ada 35 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin gaip olmaları nedeniyle … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.10.2007 tarihli ek kararı ile 3561 Sayılı Kanun gereğince … Defterdarının kayyım olarak atandığını ve 05.11.2010 tarihli ek kararı ile kayyıma işgal tazminatı davası açmak için yetki ve izin verildiğini, dava konusu taşınmazın 1980 m2’lik kısmının davalının işgalinde olduğunu, davalıya gönderilen ecrimisil ihbarnamesine rağmen davalının ödeme yapmadığı iddiasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 76.529,00 TL ecrimisilin ait oldukları yıllar itibariyle dönem sonu hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada ise, davacı vekili; 01.01.2009 – 31.07.2013 tarihleri arası döneme ilişkin 96.095.00 TL ecrimisilin dönem sonu hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş,dosyaların aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen dosyada; vekil edenine gönderilen ecrimisil ihbarnamesinin iptali için idare mahkemesine açılan davanın bekletici mesele yapılmasını, davacı idarenin dava konusu taşınmazda mülkiyet ya da irtifak hakkına sahip olmaması nedeniyle dava açma hakkının olmadığını, dava konusu taşınmazın belediye tarafından kamulaştırıldığını ve taşınmazın müvekkilinin işgalinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Bilindiği üzere, yargı harcı, devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, ondan yararlananların katkısıdır (YİBK. 16.12.1983 gün ve 1983/5 E.-1983/6 K.)
Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
Davada ise; çekişme konusu 1080 ada 35 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin gaip olmaları nedeniyle kendilerine … 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1989/1501 Esas ve 1990/178 Karar sayılı ilama ilişkin 18.10.2007 tarihli ek kararla 3561 sayılı yasa gereğince … Defterdarı kayyım olarak atanmış, kayyımın verdiği yetki üzerine de … avukatınca eldeki dava açılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 E.-392 K.sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle, 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan Defterdar; burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumaktadır. Kayyımın, … avukatını vekil tayin etmiş olması da … adına hareket ettiğini kabul için yeterli değildir.
O hâlde, davacı tarafın; taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açtığı eldeki asıl dava yönünden, 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı açıktır. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde “Kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü………, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır” hükmüne yer verilmiş ise de, burada yargı harçlarından bağışıklığa dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda; asıl dava açılırken, davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç belirlenip, tahsil edildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre asıl ve birleşen davada diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 04.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.