Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2068 E. 2018/17043 K. 10.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2068
KARAR NO : 2018/17043
KARAR TARİHİ : 10.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin … İli, … İlçesi, …… Mah., …… Sokakta bulunan 613 ada, 10 parselde 156,02 m2 sahalı taşınmazın tamamının maliki olduğunu, davalının hiçbir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın mezkur taşınmazın 14,5 m2’sini 01.01.2009 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar işgal ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 01.01.2009 – 31.12.2013 tarihleri arasına ait 15.084,00 TL haksız işgal tazminatının işgalin başlangıcından itibaren işleyecek yasal kademeli faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacının 1/5 hissesi bulunan …… …… sokak, 613 ada, 31 parselde kayıtlı 50 m2 miktarlı gayrimenkulün maliki olduğunu, … 24. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/584 Esas sayılı dosyasına bu parselle ilgili olarak açtıkları izale-i şuyu davasına verilen 23.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda binanın zemin oturumunun 44,39 m2 olduğu, tapu alanını bile tam doldurmadığının açıkça belirtildiğini, yine aynı raporda ek krokide 10 parsele hiçbir tecavüz olmadığının görüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile … İli, … İlçesi, …… Mahallesi, …… Sokak, 613 ada, 10 parselde davalının haksız işgali nedeniyle 01.01.2009 – 31.12.2013 tarihleri arasındaki dönem için 13.608,00 TL ecrimisil bedelinin işgal tarihinden başlayan yasal kademeli faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza yönelik ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 613 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, dava konusu taşınmaza bitişik 31 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait üç katlı binanın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi davalarında teknik bilirkişilerin raporları, verilecek kararların en önemli dayanağını oluşturur. Bu itibarla teknik bilirkişilerin …… uygulaması sağlıklı olmalı, ölçüm hatasız yapılmalıdır. Öte yandan, ölçümün ve harita- kroki uygulamasının …… sırasında konan …… noktalarından yararlanılarak yapılması zorunludur. Zira, ……nin de içinde yer aldığı, harita bu nirengi noktalarına göre yapılan ölçüm sonucu hazırlanmıştır, ancak, poligon ve nirengi noktaları bulunamıyorsa …… sırasında var olan sabit sınır ve tesisler uygulamada dikkate alınmak ve bunlara poligon noktası niteliği verilerek ölçüm yapılması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; hükme esas alınan 23.10.2014 ve 11.02.2015 tarihli bilirkişi raporlarının yukarıda belirtilen hususları içermediği, zira ölçümün nasıl yapıldığı belirtilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek, mahallinde üç kişilik harita mühendisi sıfatını taşıyan bilirkişi heyeti aracılığıyla uygulama yapılmak suretiyle, takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılması, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli kroki ve rapor alınması, müdahale olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak ve denetime elverişli olacak biçimde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.