Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2053 E. 2018/16702 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2053
KARAR NO : 2018/16702
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2018 … günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili … ve karşı taraftan davalılar vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava konusu ……… ada 1 parselde kayıtlı 2. kat 5 nolu bağımsız bölümü 05.06.2014 tarihinde satın aldığını, dairenin davalılar tarafından boşaltılmaması üzerine ihtarname gönderildiğini ileri sürerek davalıların dava konusu taşınmaza haksız müdahalelerinin önlenmesine, 05.06.2014 tarihinden bu yana fuzuli şagil olduklarından 3250 TL ecrimisil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, vekil edenleri tarafından davaya konu taşınmazın önceki malikten haricen satın alındığını, iyi niyetli olduklarını, kaldı ki dava tarihinden önce taşınmazı boşalttıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların haksız kullanımlarının 30.10.2014 tarihinde son bulduğu, davacının 05.06.2014 tarihinden 30.10.2014 tarihleri arası ecrimisil talebinde haklı olduğu gerekçeleriyle davacının el atmanın önlenmesi talepli davasının reddine, ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 2.416,00TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek olan yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davaya konu …… ada 1 parsel 2.kat 5 nolu bağımsız bölümün 05.06.2014 tarihinde satış yoluyla davacı adına tescil edildiği, davacı tarafından …… 2. Noterliği’nin 12.06.2014 tarihli ihtarnamesi ile yeni iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye, …… İcra Dairesi 2014/2176 Esas sayılı dosyasında da, 11.09.2014 tarihli ödeme emri ile sözlü kira akdine dayalı olarak kira alacağı isteminde bulunulduğu, davalı … tarafından ödeme emrindeki borca itiraz edildiği ve taşınmazın kendileri tarafından satın alındığının bildirildiği, yine davacı tarafından 30.10.2014 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına başvurularak, davalılar tarafından evin demirbaşlarının sökülüp götürüldüğü iddiasıyla şikayette bulunulduğu, davalı …’in soruşturma aşamasında 21.11.2014 tarihli beyanında, eve ait demirbaşları evden götümediğini, evin anahtarının kendisinde olduğunu, teslim etmediğini beyan ettiği, eldeki davada yargılama aşamasında da davalılar vekili tarafından 16.10.2015 tarihli yargılama oturumunda, davaya konu taşınmaza ait anahtarın teslim alınmadığını, teslim etmeye hazır olduklarını bildirdikleri görülmüştür. Her ne kadar Mahkemece, 30.10.2014 tarihinde evin boşaltılarak haksız kullanıma son verildiği, kira sözleşmelerinde geçerli olan anahtarın usulünce teslim edilmesi şartının aranmayacağı belirtilerek el atmanın önlenmesi davasının reddine karar verilmiş ise de, davalıların davaya konu taşınmazdan taşınmalarına rağmen fiili hakimiyetlerini sürdükleri, davacının kullanımının mümkün olmadığı gözetildiğinde, davacının davanın açıldığı tarihe göre müdahalenin meni talebi yönünden haklı olduğu şüphesizdir.
Ne var ki, davacı vekili Yargıtay duruşması esnasındaki beyanında ilk derece mahkemesindeki yargılama aşamasında anahtarı teslim aldıklarını bildirdiğinden, davacı adına kayıtlı taşınmaza haksız olarak müdahale eden davalılar tarafından yargılama sürerken dava konusu taşınmazın anahtarının davacıya teslim edilmek suretiyle fiili kullanıma son verildiği, davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davalılar tarafından taşınmaz üzerindeki fiili hakimiyetlerine eldeki davanın açıldığı tarihten sonra son verdikleri gözetilerek, davacının dava dilekçesinde ecrimisil talep ettiği dönemden dava tarihine kadar belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin 30.10.2014 tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK’nin 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.