Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2041 E. 2018/17977 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2041
KARAR NO : 2018/17977
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün …… yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin ……ya tabi olduğu anlaşılmış ve …… için 25.10.2018 … günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. …… günü temyiz eden davacı vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. ……ya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra ……ya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, vekil edeni kooperatif ile dava dışı……… arasında, 19.1.2007 tarihli ……Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden, vekil edeni kooperatife ait 71102 ve 70115 parsel sayılı taşınmazlar üzerine 123 adet konut yapılacağının ve bu konutlardan 45 adedinin vekil edeni kooperatife ait olacağının kararlaştırıldığını, yüklenici kooperatifin sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini, A Bloğu tamamlayıp diğer bloklara hiç başlamadığını, A bloktaki daireler için, vekil edeni kooperatifin bilgisi ve rızası dışında, kendi üyelerine kura çektirdiğini, üyelerin bu kura işlemlerine istinaden daireleri işgal ettiklerini, davalının da 16 nolu daireyi işgal ettiğini açıklayarak, davalının 16 nolu bağımsız bölüme olan müdahalesinin önlenmesine ve vekil edeni lehine ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, sözleşmeye göre, davaya konu taşınmazdaki A bloğun dava dışı müteahhit …… Kooperatifine ait olması nedeniyle, üyeleri arasında kura çekimi yaptırdığını ve 16 nolu bağımsız bölümün kendisine isabet ettiğini, kendisinin üyelik haklarına istinaden taşınmaza yerleştiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, davalının 12.10.2008 tarihli kuraya ve üyelik haklarına istinaden taşınmazda ikamet etmesine, bu nedenle kullanımın kötüniyetli sayılamayacağına göre, davacı vekilinin ecrimisile yönelen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece her ne kadar, “1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 2. Maddesi uyarınca yapı kooperatiflerinin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütlerin başka bir şekil aranmaksızın geçerli olduğu, 2008 yılında yapılan kura çekimi sonucunda da bağımsız bölümün davalıya tahsis edildiği, bu tahsisin geçerli hukuki sonuç doğurduğu, böylece bu bağımsız bölümün mülkiyetinin kura çekimi ile davalıya geçtiği” gerekçesi ile ret kararı verilmiş ise de mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
Zira; kural olarak, arsa malikleri ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, kooperatif ortağı taraf olmadığından ve arsa maliklerince ortağa karşı bağımsız bir taahhüt altına girilmediğinden, ortağın arsa sahiplerine karşı doğrudan talepte bulunması mümkün olmayıp, yüklenici konumunda olan kooperatifin, arsa sahiplerinden tapu talep edebilmesi ve dolayısıyla bu konudaki haklarını üyelerine devredebilmesi, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına bağlıdır.
Nevarki, yargılama sırasında, yüklenici konumanda olan …… Kooperatifinin, davacı kooperatif ile imzalamış olduğu sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiği ve davalıya temlik ettiği bağımsız bölüme hak kazandığı ispatlanmış bulunmadığı gibi, yüklenici tarafından davacı kooperatife karşı açılan bir tapu iptal ve tescil davasından da bahsedilmemiştir.
Hal böyle olunca, davacı kooperatifin mülkiyet hakkına üstünlük verilmek sureti ile, davalının dava konusu taşınmaza el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay ……sının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay ……sında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK’nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.