Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/2015 E. 2018/16430 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2015
KARAR NO : 2018/16430
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.09.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat …… Kaplanseren geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edeninin 116 ada 8 parsel maliki olduğunu, 2009 yılında davalı şirketin ……… yol yapım ihalesini aldığını, davalının yol yapımı sırasında vekil edenine ait taşınmaza …………, araçlarını ve büyük iş makinalarını muhafaza ederek işgal ettiğini, işgal nedeniyle vekil edenine ait taşınmazın taşlarla dolduğunu, taşınmazın 2009 yılından beri tarım yapılamadığını, taşınmazdaki 300 adet kavak ağacının kuruduğunu belirterek belirsiz alacak olarak açtıkları davada dava konusu taşınmazda tarımsal faaliyette bulunulması için arazide yapılması gereken işlemler için 3000 TL tazminatın, taşınmazın 2009 yılından beri işgalde olması nedeniyle 1000 TL nin, işgal nedeniyle kavakların kuruması sebebiyle 1000 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, ilk celse taleplerinin 116 ada 19 ve 21 parsellere ilişkin olduğuna dair ıslah isteminde bulunmuş, 06.2.2015 tarihli dilekçesi ile 116 ada 19 parselin eski hale getirme bedeli olarak 2.495.62 TL nin ve 116 ada 21 parseli eski hale getirme bedeli olarak 42.260,48 TL nin tahsilini talep ettiklerini belirterek, talep artırımında bulunmuştur.
Davalı vekili; davacının dayanağının haksız eylem olması nedeniyle 1 yılllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu işi müvekkilinin işveren denetiminde yapması nedeniyle kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece “davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ve eski hale getirme yönünden davanın kabulüne, 44.756,10 TL eski hale getirme bedelinin 3000 TL’sinin dava tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren, 41.756,10 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 06/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ecrimisil yönünden davanın kabulü ile 14.966,20 TL ecrimisil alacağının 1000 TL’sinin dava tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren, 13.966,20 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 06/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taşınmazda bulunduğu iddia edilen kavak ağaçlarının kuruması nedeniyle açılan davanın reddine,” karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden dava konusu 116 ada 19 parselin 1324,64 m2 tarla vasfı ile ve 116 ada 21 parselin 22.431,25 m2 tarla vasfıyla davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Dava, ecrimisil, eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkindir
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK 31. maddesinde “……, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırılabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Hâl böyle olunca, davacının dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın 2009 yılından beri işgalde olması nedeniyle 1000 TL talep edildiği anlaşılmakla; mahkemece davacı tarafa hangi taşınmaza hangi yıl için ne kadar ecrimisil isteminde bulunduğunun ayrı ayrı açıklattırılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Keşif sırasında dinlenen davacı tanıklarından Haydar Yeşil’in dava konusu 116 ada 21 parsele davalı şirket tarafından malzeme, araç konularak kullanıldığını, 116 ada 19 parsele ise inşaat alanından çıkan hafriyatlar döküldüğünü beyan etmesi ile davacı tanığı ……… Yeşil’in dava konusu taşınmazlara davalı tarafından ……… malzemelerin konulduğunu beyan etmesi karşısında dava konusu taşınmazların eski hale getirme istemi yönünden mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir.
Mahkemece toprak işlerinden anlayan ziraatçi bilirkişi nezareti ile dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin taşınmazlar başında dinlenerek, davalı tarafından hangi parsele nasıl ve ne şekilde ne kadarlık bölümüne el atıldığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki görülürse bu çelişkinin giderilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca; Mahkemece yol yapım araçlarının konulması veya yol yapımında kullanılan artık malzemelerin atılması suretiyle taşınmazların niteliğinin değişip değişmeyeceği yeterince araştırılmamıştır. Dava konusu taşınmazlara sadece iş makineleri konulmak suretiyle el atıldığı anlaşılırsa el atmaya son verilmekle taşınmazın eski haline döneceği ayrıca eski hale getirme bedelinin istenemeyeceği; yine yol yapımında kullanılan malzemelerin atılması suretiyle söz konusu bu malzemelerin kaldırılması ile eski hale getirmenin sağlanıp sağlanamayacağı belirlenmemiştir. Ayrıca yol yapımında kullanılan malzemelerin taşınmaza konulup kaldırılmasından sonra taşınmaz eski toprak niteliğine dönmeyecekse bunun sebebi ve ne şekilde eski hale getirmesinin sağlanacağı bilimsel gerekçelerle açıklanması gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar vermeye yeterli olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de;davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen kısım yönünden davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderinin hesaplanıp, hükmedilmesi gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.