Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/1870 E. 2018/16049 K. 20.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1870
KARAR NO : 2018/16049
KARAR TARİHİ : 20.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, ecrimisil davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, elatmanın önlenmesi ve kal davasında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/09/2018 Perşembe günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, mülkiyeti vekil edenlerine ait … parsel ile diğer parsellerin kısmen davalı tarafından işgal edilerek baz istasyonu yapıldığını, senelerdir vekil edenlerinin rızası ve onayı olmadan taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını, işgale son verilmesi için davalıya çekilen ihtarnamenin sonuç vermediğini belirterek davalının 12816 parsel ve keşifte belirlenecek diğer parsellerdeki fiili işgali ve müdahalesinin men’i ile kal ve taşınmazın boşaltılarak eski hale getirilmesi suretiyle taşınmazın boş olarak vekil edenlerine teslimini, fiili işgalin başlangıç tarihi olan 11.11.2005 tarihinden bu yana fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her yıl için şimdilik 1600 TL ecrimisilin en yüksek gecikme faizi ile birlikte vekil edenlerine tapudaki hisseleri oranında verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra dilekçe sunarak baz istasyonu kurulu parselin … parsel değil … parsel olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili; davanın usulden reddinin gerektiğini, zira dava konusu yerin dava dilekçesinde açık ve net olarak belirtilmediğini, baz istasyonu kurulu taşınmazın hangi taşınmaz olduğunun belirtilmediğini, vekil edeninin baz istasyonlarının kurulduğu taşınmazları maliklerinden kiraladığını, kira bedellerini ödediğini,istenen ecrimisilin de fahiş olduğunu, ecrimisile ancak yıllık yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın dava şartı yokluğundan, esastan ve zamanaşımından reddini savunmuştur.
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine vekil edenlerine ait 12706 parselin 11.11.2010-11.2.2012 tarihleri arasında davalı tarafından haksız kullanımına ilişkin aylık 350.00 TL den toplam 5250 TL ecrimisilin en yüksek gecikme faizi ile vekil edenlerine tapudaki hisseleri oranında verilmesi talebini içerir ikinci dava; mahkemece asıl dosya ile birleştirilmiştir.
Davalı vekili birleşen dosyada, davalının kötüniyetli olmadığını,kira sözleşmesine istinaden kira konusu yere baz istasyonu yerleştirdiği düşüncesiyle davacılara ait taşınmaza sehven baz istasyonu yerleştirildiğini, sorumluluğun dava dışı kiralayan Maksutoğlu İnşaata ait olduğunu, baz istasyonunun söküldüğünü ve bunun tespitini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece meni müdahale ve kal talebi yönünden davanın konusuz kaldığı belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 10.547,00 TL, birleşen dava yönünden 5.759,00 TL olmak üzere toplam 16.306,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseleri oranında davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Asıl dava ile hükmedilen 10.547,00 TL’nin 3.780,00 TL’sine 31/12/2009, 4.200,00 TL’sine 31/12/2010, 2.567,00 TL’sine dava tarihi olan 26/11/2010 tarihinden itibaren, birleşen dava ile hükmedilen 5.759,00 TL’nin 4.800,00 TL’sine 31/12/2011, 959,00 TL’sine birleşen dava tarihi olan 14/02/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulu taşınmazda elatmanın önlenmesi,kal ve ecrimisil istemine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacılar vekilinin elatmanın önlenmesi ve kal istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece baz istasyonunu yargılama sırasında kaldırıldığı gerekçesi ile elatmanın önlenmemi ve ecrimisil istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;mahkemece birleşen dosyanın keşfi sonrası alınan 21.3.2012 tarihli bilirkişi raporunda; “baz istasyonun kaldırıldığı ve çalışmaların devam ettiği belirtilip” bilirkişi raporundaki fotoğraflarda da baz istasyonunun taşınmazdan tamamen kaldırılmadığı görülmekle; mahkemece karar tarihi itibariyle taşınmazın son durumu belirlenmeden işgal tamemen sona ermiş gibi hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde mahkemece bu hususun tespiti ile baz istasyonu davacılara ait taşınmazdan tamamen kaldırılmış ise yazılı şekilde olduğu gibi karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi aksi halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin tüm ve davalı vekilinin yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine,davacılar vekilinin yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,bozma nedenine göre davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 285,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 854,06 TL’nin davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde davacılara iadesine, 20.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.