Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/16220 E. 2019/1140 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16220
KARAR NO : 2019/1140
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR
Davacı alacaklı 01.08.2012 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 26.01.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile kira bedelinin 1/2’si olan aylık 4.240,00 TL üzerinden 2014 yılı Ekim ayından 2015 yılı Ocak ayına kadarki kira alacağı ile aylık 240,00 TL’den 2014 yılı Ağustos ve Eylül ayları kira farkı olmak üzere toplam 17.440,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 02.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 03.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı olduğunu iddia eden kişinin taşınmazda tek başına malik olmayıp, diğer hissedar ile birlikte takip yapması gerektiğini, tek başına taraf ehliyeti bulunmayan alacaklının takip yetkisi olmadığından takibin taraf eksikliğinden iptali gerektiğini, ödeme emrinde yıllık kira bedelinin 12.000 TL olarak belirtilmiş olmasına rağmen fahiş ve anlaşılamayan şekilde kira bedeli talep edildiğini, takip ile talep edilen kira bedellerinin hangi aylara ilişkin olduğu ve tutarlarının açıkça belirtilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, müvekkilinin takipte istenildiği gibi bir borcu olmadığını bildirerek husumete, borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, takibe dayanak kira sözleşmesinde, kiraya verenlerin davacı alacaklı… ile dava ve takip dışı…olup, icra takibinin sadece davacı … Özkul tarafından yapıldığı, kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan olması halinde, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, takibin ve davanın birlikte açılıp yapılmasının şart olduğu, eldeki davada takibe dayanak kira sözleşmesinde kiralayanların iki kişi olduğunun kabulü gerektiği, icra takibinin kiralayanlardan davacı … Özkul tarafından yapılmış ve eldeki tahliye davasının da aynı kiralayan tarafından açıldığı, kira sözleşmesinde kiralayanların birden fazla olması halinde aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılması, itirazın kaldırılması davasının da yine tüm kiralayanlar tarafından birlikte açılması gerektiği, bu nedenle aktif takip ve husumet ehliyeti tam olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 01.08.2012 başlangıç tarihli, 25 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşme, kiraya veren olarak davacı … Özkul ve dava dışı…ile davalı kiracı … arasında düzenlenmiştir. Kira sözleşmesi ile aylık kira bedelinin 1.000,00 TL olduğu kararlaştırılmakla birlikte, sözleşmenin özel şartlar bölümünde, takip eden yılda kira bedelinin aylık 8.000 TL olacağı, 2. yılı takip eden aylarda ise kira artışının DİE ya da ilgili resmi kurumlarca açıklanan bir yıllık kira süresindeki TÜFE+ÜFE ortalaması alınarak yapılacağı düzenlenmiştir. Davacı alacaklı takip talebi ile kira bedelinin 1/2’si olan aylık 4.240,00 TL üzerinden kira bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Kiraya verenlerden birinin sözleşmedeki kira bedelinden payına düşen kısmın tahsili için icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Zorunla dava arkadaşlığı tahliye davasında sözkonusu olabilir. Mahkemece davacının hissesi oranında alacağın tespit edilerek ve buna göre işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ye 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.un 428 ve İİK.nin 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.