Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/15957 E. 2019/2571 K. 12.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15957
KARAR NO : 2019/2571
KARAR TARİHİ : 12.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.09.2018 tarihli ve 2017/9640 Esas, 2018/16183 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçelerinde, davalı Derneğin 28.03.2008 tarihli olağan genel kurul toplantısında dernek yönetim kurulu üyeliklerine dernek tüzüğünün 17.maddesi gereği 11 asıl ve 8 yedek seçilmesi gerekirken 13 asıl ve 8 yedek üyenin seçildiği dolayısıyla söz konusu toplantının Kanun ve Tüzük hükümlerine aykırı olarak yapıldığı gerekçesi ile genel kurul toplantısının iptali istenmiş; Mahkemece, dernek genel kurul kararlarının iptalini ancak dernek üyelerinin isteyebileceği, İl Dernekler Müdürlüğü’nün aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.09.2018 tarihli ve 2017/9640 Esas, 2018/16183 Karar sayılı ilamı ile onanmasına dair kararının davacı vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, davalı dernek genel kurul toplantısının Kanun ile dernek tüzüğüne aykırı olduğu iddiasına dayalı açılan genel kurul toplantısının iptali istemine ilişkindir.
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 19. maddesine göre İçişleri Bakanı veya mülkî idare amiri tarafından gerekli görülen hallerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıklarının denetletilebileceği, aynı Kanun’un “Ceza hükümleri” başlıklı 32. maddesinin “b” bendine göre ise genel kurulu süresinde toplantıya çağırmayan, genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verileceği, Mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebileceği düzenlenmiş, 33. madde de bu kanunda yazılı olan idari yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amirin yetkili olduğu belirtildiğine göre, idari yaptırımları uygulamaya yetkili mahalli mülki amirin genel kurulun iptalini de isteyebileceği kuşkusuzdur. Aksi takdirde, Kanun’un 32/b maddesi hükmünün uygulanma olanağı bulunmaz. Kaldı ki Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesinde yer alan düzenleme üyelere tanınmış bir hak iken, Türk Medeni Kanunu’ndan sonra yürürlüğe giren ve daha özel nitelik arz eden 5253 sayılı Dernekler Kanunu, mülki idare amirine dolayısıyla mülki idare amirinin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığına kanuna ve tüzüğe aykırı yapılan genel kurul toplantılarının iptalini mahkemeden isteme olanağı getirmiştir. Somut olayda…. Bakanlığı/… İl Dernekler Müdürlüğü vekili tarafından davalı derneğin 28.03.2008 tarihli genel kurul toplantısının kanun ve tüzük hükümlerine aykırı yapıldığı ileri sürülerek 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32. maddesinin (b) fıkrası uyarınca iptalinin istendiği, mahkemece davacının dernek üyesi olmadığından genel kurul toplantısının iptalini isteyemeyeceği, dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davayı açan İçişleri Bakanlığı/… İl Dernekler Müdürlüğünün aktif dava ehliyeti bulunduğundan davada işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek hükmün bozulması gerektiği bu defa ki inceleme sonucu anlaşılmakla onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 25.09.2018 tarihli ve 2017/9640 Esas, 2018/16183 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 442/1 maddesi gereğince aynı mahkeme ilamı ile ilgili bir defadan fazla karar düzeltme isteğinde bulunulamayacağından ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.